içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Deprem Sonrası Ruh Sağlığımız

İzmirliler olarak geçen Cuma büyük bir deprem ve beraberinde acı yaşadık. Yıkılan evler ve vefat eden, enkaz altında kalan insanlarımız nedeniyle halen pek çoğumuz normal yaşantısına dönmekte zorlanıyoruz. Deprem travmatik bir yaşantıdır.  Depremi yaşayanlar çaresizlik, korku, dehşet yaşar. Yaşamın tehdit edilmesi nedeniyle ölümle burun buruna gelme, kaygı, isyan, öfke ve suçluluk durumlarının da yaşanmasına neden olabilir.

 Deprem sonrası günlerde;

Depremi tekrar yaşıyormuş hissi,

Depremi hatırlatan unsurlardan rahatsız olma,

Gerginlik, sinirlilik, ağlama nöbetleri,

Uykuya dalmada güçlük, iştah değişikliği,

Çarpıntı, irkilme, depresif ruh hali,

Gelecek kaygıları hatta korkuları,

Çaresizlik, güçsüzlük, isteksizlik hali,

Konsantre olma zorlukları,  normal tepkilerdir ve deprem sonrası bir iki haftaya kadar görülmesi normaldir.

Her ne kadar anormal olan olaylara bu şekilde normal tepkiler versek de toparlanma noktasında atılması gereken adımlar da vardır.

Yetişkinler şunları yapabilirler:

Kaygı, korku, endişelerinizi kabul edin, bastırmaya çalışmayın. Bunlarla ilgili konuşun, paylaşın.

Olumsuz duygu ve düşünceleriniz için kendinize zaman verin.

İlk günlerde haftalarda yaşanan olumsuz durumlar zamanla azalacaktır. Bunları geçirmek için zaman ihtiyacınız olduğunu unutmayın.

Deprem haberlerini sürekli izlemeyin. Normal yaşantı içinde yapmanız gereken sorumluluklarınıza da zaman ayırarak zihninizi ruhunuzu rahatlatın, sınırlı zamanlarda da olsa kendinizi gündemden uzaklaştırın.

Çocuklarla depremi konuşun paylaşın ama deprem, enkaz, yaralı, görüntülerine maruz bırakmayın.

Kendinizi rahatlatan etkinlikler yapın. Sanatsal faaliyetler, yürüyüş, sohbet v.b. iyi gelecektir.

Bedeninize iyi bakın. Beslenmenize özen gösterin.

Özellikle sosyal medya bilgi kirliliği barındırır. Yetkililerden gelmeyen bilgilere inanarak paniğe kapılmayın.

Çocuklarınıza ve ailenize zaman ayırın.

Peki depremİ yaşayan ve korkan çocuklarımız için neler yapabiliriz? Çocuklar da yetişkinler gibi kaygı ve korku yaşarlar, rutinleri bozulur.

Çocuklar bu dönemde ilgi isterler, duygularını açmasına, paylaşmasına, oyun oynamasına, oyunlarla rahatlamasına izin verin. Temas kurun, sarılın, elini tutun, göz hizasına inerek konuşun.

Çocuklarla iletişimde ebeveynlerin sakin olması gerekir. Ebeveyn sakin değilken çocuk da sakinleşemeyecektir.

Korkularını görün, anlayışla karşılayın. Örneğin, eskisi gibi odasında yalnız uyumakta güçlük çekebilir. Anlayışlı olun. Uykuya dalana kadar yanında kalabilirsiniz. Kademeli olarak tekrar bağımsızlığını kazanmasına yardımcı olabilirsiniz.

Başka çocukları, yetişkinleri örnek göstermeyin. Her çocuk biriciktir ve tektir ve herkes aynı şekilde hissetmez ve yaşamaz. Baş etme becerilerimiz farklıdır. Duygularını bastırmasına neden olacak tepkiler vermeyin. Ağlamasına kızmayın. Merak ettiklerini sorsun. Konuşsun. Bu sayede iletişiminiz de zarar görmeyecektir.

Depremle ve yaşanılan afetle ilgili gerçek dışı bilgi vermeyin. Doğal afetleri, nasıl yaşandığını, alınabilecek bireysel ve kurumsal önlemleri yaşına uygun olarak neler yapabileceğini anlatın.

Çocukları deprem enkaz, yaralı görüntülerinden uzak tutmaya çalışın. Evlerinin de yıkılacağını düşünen çocuklar olabilir onlara da destek olun, anlatın.

Çocuğa ve kendinize normalleşme konusunda zaman verin. Tepkiler farklı olsa da hem yetişkinlerin hem de çocukların zamana ihtiyacı vardır.

 

Deprem sonrası yaşanan bu ve buna benzer tepkilerde zamanla azalma olmaması durumunda psikolojik destek almak gerekebilir. Burada belirttiklerim depremi yaşamış ancak zarar görmeden atlatmış bireyler içindir.

Yıkım yaşamış, enkazda kalmış veya yakını zarar görmüş depremzedeler için mutlaka profesyonel destek alınmalıdır. Bu konuda sahada psikolog ve psikolojik danışmanlar tarafından destek verilmektedir. Depremzedeler için verilen bu yardımlar hayati önem taşımaktadır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum