içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kadın Cinayetlerindeki Yargılar

2020 yılında yüzlerce kadının şiddete uğramasına ve katledilmesine şahit olduk. Yılın bitmesine günler kala da aynı gün üç kadınımız vahşice katledildi.  Değişik coğrafyalarda farklı yaşam koşullarından kadınlardı yitip gidenler.

Giden canlarımızı kurtaramamak, toplumu ve kadına yönelik her türlü şiddeti durduramamak çok yaralayıcı. Ancak, Aylin Hocamızın katledilişi, önce çıkan haberler sonra yapılan açıklamalar doğrultusunda o kadar çok toplumsal yargıyı görmemizi sağladı ki.

Bir erkek, yalnız yaşayan, ayakları üzerinde duran bir kadını hedef aldı kendine. Ona şiddet uygulayabileceğini, etkisiz hale getirebileceğini, ondan faydalanabileceğini düşündü, Çünkü yalnızdı, alt edilebilirdi. Zaten toplum kırmızı saçlı eşinden boşanmış tek başına yaşayan bir kadına mı inanırdı ki? Bu cani, hırsızlık amaçlı olsa bile, yakalandığında söyledikleriyle, basının bu olayı yansıtmasıyla kadınlara yönelik bakış açıcını ortaya çıkardı. Sevgilisini, karısını, kızını tanımadığı kadınları öldüren diğer erkekler gibi kendisini haklı çıkarabilecek sebepleri biliyordu çünkü. Gayrimeşru ilişki yaşayan kadına şiddet revaydı, Pınar cinayetinde de, Münevver’in katledilişinde , Şule binadan atıldığında  bu algı kurulmaya çalışılmadı mı?

Basının olayı servis etmesi, seçilen kelimeler, her zaman kadına yönelik şiddetin haklı sebepleri olabileceğini satır aralarına sokmaya çalışmayla sonuçlanıyor. Eski sevgili, anlaşamayan çift, boşanmak istemeyen kadın ifadeleri sürekli haberlerde karşımıza çıkmıyor mu? Bir insan öldü, bir kadın öldürüldü diyemiyorlar, hep sosyal statüsü, yaşamı, saçı başı, gece dışarı çıktığı saat verilemeye çalışıyor. Çünkü toplum kadından kafasını kaldırmamasını, yaşamamasını, istiyor. Ama bu şekilde yaşamaya zorlanan kadın da ölüyor bunu kimse anlamıyor.

Katledilen diğer kadınlarımızdan pek çoğu çalışmıyorlardı, bağımsız değillerdi yine de katledilemediler mi? Özgürlüğü yaşamını inşa etme tadını hiç alamayan, babasından kocasından hep baskı gören kadına da şiddet uygulanmadı mı bu ülkede?

Şiddete istenildiği kadar kılıf uydurulmaya çalışılabilir. Kadının tek başına ayakta durma çabası, bağımsız ve özgür oluşu gibi sadece kadın oluşu onu hedef haline getirmeye yetiyor ülkemizde. Çok fazla yaşam becerisi de aramıyor caniler.

Bu bize şunu söylüyor aslında. Kadına yönelik şiddet kadınının statüsü, yaşam koşulları, tercihleri özgürlüğü ile ilgili değildir. Sorun kadının değildir, kadın mağdur olandır. Sorun,  bu erkek egemen dünyanın, gerekli yasalarla ve eğitimlerle önlemleri almakta yetersiz kalan devletin, çocuk yetiştiren ailelerin, eğitim kurumlarının, yargının, polisin sorunudur. Şiddet sorunu mağdur üzerinden çözülemez. Her daim kadın üzerinden çözmeye çalıştıkça çözümsüz kalınır.

Her kadına yönelik şiddet haberinde yanıp kavrulmaktan, öfkeden deliye dönmekten bıktık artık.2020’nin kadınlara yönelik şiddetin son görüldüğü yıl olsun.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum