içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

LGS Tercihlerin de Çocuksuz Ebeveynler

5-16 Temmuz tarihlerinde yapılması planlanan Liselere Giriş Sınavı yerleştirme döneminin sonuna geldik. Yeşeren ve yıkılan umutlara, yine bir tercih döneminde şahit olduk.

Bu yıl sınava giren 8. Sınıf öğrencileri ne yazık ki son bir buçuk yıllarında istikrarlı ve planlı bir eğitim şansı yakalayamadılar. Pandemi ve ilimizdeki deprem nedeniyle açılan kapanan okullar, uzaktan eğitimin her öğrenciye ulaşamaması, müfredat, işlenen ders ve sınav içeriğinin uyumlu olmaması, öğrencilerin okul disiplininden uzak kalması sorunlar olarak karşımıza çıktı. Pek çok ailenin de çocuğun hayatını düzenlemedeki eksikliklerini de bu süreçte gördük.

Tercih danışmanlığı nedeniyle bir araya geldiğimiz aileler de bu sorunları ilettiler. Okulun sadece bilgi alınan yer olmadığı, hayata dair başka becerilerinin de merkezi olduğunu aileler ne yazık ki bu seneki deneyimleriyle anladılar.

Ancak bu yıl hiç görmediğim kadar danışmanlığa tek başına gelen ebeveynler gördüm. Çocukların sürece dahil olması, hayatlarını şekillendirecek bu kararlarda fikir alması veya vermesi çok değerli iken aileler tarafından bu sürecin dışında bırakılmaları da yeni nesil ebeveynliği gösterdi.

Bu kararlar da yetişkinlerin dahil olması elbette istediğimiz bir durum. Çünkü çocuklarımız yaş itibariyle özellikle liselere yerleşirken rehberliğe ihtiyaç duymaktalar. Ancak ailelerin çocuklarını danışmanlığa getirerek yormak istememesi, sıcakta evde kalmasını tercih etmeleri ise oldukça olumsuz bir tablo. Evet, tercihlerde ebeveyn veya yetişkin rehberliğine ihtiyaç var ancak hayatı şekillenecek bireyin de bu sürece dahil edilmesi çok önemli ve hayatının dört yılını geçireceği okulu belirlerken orada olabilmesi gerekli. Çocukları yormamak, üzememek, adına onlar için her şeyi yapan ebeveynler bu çocukların kendi kararları alabilmelerini engelleyerek, sürekli onlar adına karar vermeye çalışarak bağımlı bireyler haline getirdiklerini de görmeleri gerekmekte. Bu denli hazıra konmaya alışan çocukların sorumluluk almaları, fikir sahibi olmaları, karar verebilme becerilerini geliştirmeleri ve emek harcamanın doyumuna ulaşmaları nasıl sağlanabilir ki? Okul, üniversite, iş ve özel hayatları ailesi tarafından şekillenen bireyler yetiştirerek gençliği veya yeni nesli köreltmiş olmuyor muyuz? Onları her zaman ailesine bağımlı hale getirmiyor muyuz?

Evet, çocuklar bizim en kıymetlimiz ama o kıymetlilerimizi aileleri yanlarında yokken de ayakta kalacak şekilde yetiştirmek, ebeveynlerin temel görevi. Aileler bu konuda çocuklarına sorumluluk vermez ve onları cam fanuslarda tutmaya devam ederlerse, çok sert bir şekilde yetişkin yaşantısına ağır bedeller ödeyerek geçiş yapacaklardır. Bağımlı değil ailesine bağlı, ayakları üstünde duran, tek başına yaşayabilecek bireyler istiyorsak adım adım çocukların hayat sahnesine çıkmasına yardımcı olunmalı. Yetişkin yaşantısına adım adım hazırlanan, her türlü karar da yaşına ve bilgisine göre katılması sağlanan, fikir verebilen, farklı bakış açılarında uzlaşmayı öğrenebilen çocuklar bence bir ailenin en büyük kazanımıdır. İşte o çocuklar geleceğin ruh sağlığı yerinde bireyleri olacaklardır.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum