içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Uzaktan Eğitimde Motive Kalabilmek

Öğrencilerimizle okulda bir arada olduğumuz zamanlarda, sonbahardan kışa geçtiğimiz bu aylarda yorgunluktan ve mevsim değişiminin etkisiyle motivasyon düşüklüğü sorunlarıyla karşı karşıya kalırdık. Hatta geçen sene ilk defa uygulamaya konulan ara tatillere bir psikolojik danışman ve anne olarak çok sevinmiştim. Yerinde ve zamanındaydı. Ancak bu sene eğitimin boyut değiştirmesi, teknik aksaklıklar, imkansızlıklar, salgın, sağlık koşulları derken motivasyon düşüklüğü tüm eğitim anlarında karşımıza çıktı. Okul ortamının sadece ders anlatımı olmadığı hatta öğrenci motivasyonu üzerinde önemli bir güdüleyici olduğu görüldü. Akran desteği, günün okula göre planlanması, okulda öğretmenlerden alınan geri dönüşler, sosyal destek, akran desteği motivasyon üzerinde etkiliydi.

 Salgının başlından beri rutinlerin okul zamanıymış gibi ayarlanması, bu sürenin tatil olmadığının çocuklara ve ailelere anlatılması, evdeki çalışma ortamının düzenlenmesi ve eğitim almaya uygun hale getirilmesi noktasında bilgilerimi aktarmaya çalıştım. Bunların hayata geçirildiğine inanarak şu sıralar pek çok öğrenci ve ailenin yakındığı bir sorun olan motivasyon düşüklüğünü gidermek için bazı önerilerde bulunmak istiyorum.

Motivasyon, kişiyi harekete geçiren güçtür. Motivasyonun oluşması kadar sürekli olması da gerekir. Anlık motivasyon başarıyı sağlamakta yeterli olmayacaktır. Eğer motivasyon kişinin içsel kaynaklarından geliyorsa daha verimli istikrarlı ve etkili olmasını sağlar. Ancak kişi dışarıdan bir güçle motive oluyorsa bu süreklilik sağlamaz. İçsel motivasyon geçmiş başarılarımıza, ailemizin tutumlarına, kendilik algımıza dayanır. Bu nedenle çocuklarımızı eğitirken bir başkası için değil kendileri için hedefler koymalarına çaba göstermemiz gerekir. Ayrıca içsel motivasyonu olan bireyler, kendilerini daha iyi hissederler, daha çabuk toparlanırlar. İçsel motivasyon yaşamın her anında gerekli ve değerlidir.

İçsel motivasyonumuzu arttırmak için;

Bireyin kendisini, yeteneklerini, ilgilerini, değer yargılarını, öğrenme stillerini keşfetmesi gerekir.
Öğrenciler için her ders ilgilerine uygun olmayabilir ve bu hayatımızın bir gerçeğidir de. İlgi alanlarıyla bağlantı kurmak gerekir. Örneğin tarih dersini çok seven fakat fizik dersini sevmeyen bir öğrenci için ünlü fizikçilerin hayatlarını araştırmak farklı bir bakış açısı kazandırabilir.


Öğrencinin öz denetim, öz sorumluluk duygularının gelişmişliği içsel motivasyonu etkiler. Aileleri tarafından çocuğa ilk olarak ev içi sonrasında eğitim hayatıyla ilgili verilen sorumluluklar olması sorumluluk duygusunu geliştirir. Ancak çocukları adına her şeyi kendileri yapan, tutarsız aileler sorumluluk duygusunun gelişimini baltalamaktadır.


Ne kadar çaba sarf edilirse ne kadar istenilirse bazen başarı sağlanamayabilir. Bu noktada başarının kime ve neye yüklenildiği önemlidir. Başarısızlık karşısında bunun sorumluluğu, öğretmen, sınav, sistem gibi dış etkenlere bağlanıyorsa, öğrenci notunun kontrolünü alamıyorsa bu dışa yüklemedir. Kontrolün kendisinde olmadığına inanan öğrenci çalışmak istemez, kendisini geliştirmez. Ancak öğrenci kontrolün kendisinde olduğunu inanıp iyi hazırlanmaması gibi bireysel etkenlere bağlarsa bunu ortadan kaldırabileceğini düşündüğü için çalışmaya ve hatalarından ders çıkarmaya devam edebilir.
Sonuca değil sürece odaklanılmalıdır. Bunun için ilk olarak aile sürece odaklanmayı öğrenmelidir.  Çalışan emek harcayan çocuğun, yeterli başarıyı göstermediğinde çabası için takdir edilmesi duruma ve hayata bakış açısını değiştirebilir. Ancak çok çaba harcamasına rağmen yüksek not alamadığı için tepki gören bir öğrencinin motivasyonunu sürdürmesi ve tekrar çalışması olanaksız hale gelir.


Geçmiş yaşantılarımız, başarımız veya başarısızlığımızın daha önce nasıl karşılandığı, hatalarımızın nasıl tepkiler aldığı öz yeterliliğimizi belirleyebilir Yeni bir işe başlarken ne düşündüğümüz öz yeterliliğimizi gösterir. “Ben bu işi hayatta yapamam mı” deriz yoksa “ben bunu yapabilirim” mi? Ancak öz yeterlilik geliştirilebilir bir beceridir. Bize nasıl bir geri bildirim verilmiş olursa olsun biz kendimizi eğitebiliriz. Çünkü hayatımız aslında yeni beceriler edinmekle geçer. Yeni bir uygulama, bir teknolojik aletin kullanımını öğreniyorsak kendimize iyi gelen bir kişilik özelliğimizi hayatımıza katabiliriz. Ebeveynlerin bunları çocuklarına aktarırsa çocuklarının hayatta daha başarılı olmalarına yardımcı olabilirler.


Kişinin hedeflerini netleştirmesi ve gerçekçi hale getirmesi gerekir. Adım adım olan hedefler motivasyonu sürekli tutmayı sağlar. Örneğin, iki haftada 10 kilo vermek gerçekçi değildir ama her ay 1 kilo vermek mümkündür ve kolaydır da.  Bu konuda Barış Özcan’ın her sene sonunda yayınladığı “Zinciri Kırma” videosunu önerebilirim.


Motivasyonumuzu tekrar sağlamak için çevremizdeki kişilerden sosyal destek almak isteriz bazı zamanlarda. Öğrenciye ailesinden, öğretmenlerinden veya sevdiklerinden gelecek “Yapabilirsin, yorulduğunu, kendini kötü hissettiğini biliyorum” tarzında, anlaşıldığını hissettirecek, tekrar gücünü toplamasını sağlayacak mesajlar çok iyi gelir. Bu ev içinden verilebileceği gibi bazen sevilen bir öğretmen tarafından da verilebilir. Burada uzaktan eğitim sürecinde aileye daha fazla iş düşer. Koşullardan dolayı evde olan çocuğu ile ilgili gözlemleri yapmak, ihtiyaçları belirlemek, değişimleri takip etmeleri gerekir. Ailelerden öğretmenlere motivasyonla, öğrencinin durumuyla ilgili bilgi akışı ve işbirliğinin olması gereken bir durumdur.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum