içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Yeni normalimiz Belirsizlik Olmasın!

1 Martta kademeli olarak yüz yüze eğitime başlayacağımız iletilmişti. Ancak salgın nedeniyle alınan kararlarla çocuklarımızı eğitimle buluşturma konusu yine bir bilinmeze dönüştü ve hepimiz pazartesi günü toplanacak kabine kararlarına odaklandık.

Eğitimin başlaması çok önemli ve değerliydi.  Ailelerin ve öğrencilerin kaygıları olsa da eğitime önlemler çerçevesinde dönebilmek geleceğimizin teminatı çocuklarımıza için gereklilik halini almıştı. Çünkü bir yıldır uzaktan eğitim, hiçbir zaman yüz yüze eğitimin yerini alamayacak bir yapıdır.

Buna ek olarak ortaöğretim kurumlarında liselerde de 1. Dönemin yapılamayan sınavlar da 1 Martta yapılacaktı. Sınavları yapma konusunda acele etmenin uzaktan eğitim süresinde, yaklaşık bir yıldır eğitimden faydalanamayan, ekran ve öğretmen yüzü görmemiş yüz binlerce çocuğumuz için adaletsiz bir durumdu. Sınavlar yapılmadan önce mutlaka çocuklarımızı yüz yüze eğitime alabilmek gerekliydi. Çünkü uzaktan eğitimden faydalanamayan pek çok çocuğumuz vardı. Amaç çocukları eğitimle buluşturmak olmalıydı sınamak değil, ki İzmir’de deprem nedeniyle diğer illerle nazaran bizim çocuklarımız daha az okula gidebilmişti.

Peki bu durum, belirsizlik ve karmaşa çocuklara ne yaptı ne yapıyor?

Özellikle ergenlik dönemindeki çocuklar başta olmak üzere;

Çok ciddi isteksizlik, motivasyon kayıpları, amaçsızlık ve güvensizlik gelişti çocuklarda. Alınan hiçbir karara güvenmiyorlar değişeceğini düşünüyorlar.

Çalışmak ve hayatlarını planlamak için istekleri kalmadı. Her şey alt üst oluyor diyerek çalışmalarının boşa gideceğini düşünüyorlar.

Uzaktan ve yüz yüze eğitim arasında gidip gelmekten eğitimden tam anlamıyla faydalanamıyorlar.

Sınavlara hazırlanan öğrenciler belirsizlik nedeniyle daha çok mağduriyet yaşıyorlar. Belirsizlik geçsin diye beklerken tüm senelerini ve çalışmalarını heba ettiklerini görüp yoğun suçluluk duygusu içindeler.

Ve günden güne ümitsizliğe kapılıyorlar.

Seslerini duyurma yolu olarak sosyal medyayı kullanıyorlar. kısıtlamalar nedeniyle sosyalleştikleri en etkili mecra sosyal medya. Gündemi takip etmeye çalışmak onları sorumluluklarından biraz daha uzaklaştırıyor ve biraz daha mutsuz ediyor.

Aileler de uzaktan ve yüz yüze eğitim arasında planlama karmaşası yaşamaktan yorulmuş durumdalar. Çocuklarına nasıl yardımcı olabileceklerini artık bilemiyorlar. Ekmek yaptılar, oyun oynadılar, her şeyi yaptılar ve artık yoruldular. Ciddi iletişim problemleri yaşanmaya başlandı evlerde. Üzerine gelen maddi sorunlar da aileleri artık yıprattı.

Öğretmenler uzaktan eğitimden memnun değiller,  sürekli planlamanın, ders programlarının, sınavların, ders saatlerinin değişmesi, öğrencilerin ve ailelerin haklı kaygılarını gidermeye ve sorularını yanıtlamaya çalışmaktan ve değişimlerin sorumlusu gibi algılanmaktan bunalmış durumdalar.

Önceliğimiz çocuklarımız olmadığı müddetçe çocuklarımız gençlerimiz mutsuz olacaklar. Bu nedenle okulları açmaya, çocuklarımızı sağlıkla güvenle okullarına özgürlüklerine kavuşturmaya odaklanmak gerekir. Önlemler, desteklemeler, mağduriyetlerin giderilmesine yönelik olmalı. Herkes üstüne düşeni görevi yapmalı. Geleceğimizin teminatı olan çocuklarımıza gençlerimize net, doğru, güvenilir bilgi vermek, kararlı ve tutarlı yaklaşmak yetişkinlerin ve yetkililerin en önemli görevidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum