içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kör Cahil, Köylü, Varoş Seçmen Sayesinde Olanlar Ve Sözde Aydınların Dediği Olsaydı Ne Olurdu?

Erdoğan’ın kazandığı her seçim sonrası oy veren seçmenlere hakaretler yine kendine aydın ve demokrat denen, kendini üstün gören karanlıkların kalemi ve dilinde tekrar edildi.


Ataol Behramoğlu denen karanlık ve Fatih Portakal denen zat ve fondaş medya asil milletimizin sağduyusuna hakaret ettiler. Bunun üzerine kim aydın kim karanlık, kim biliyor kim bilmiyor ve cahil denen bilimden uzak denen asil milletimizin sayesinde neler oldu ve karanlıkların dediği olsaydı ne olurdu şöyle bir ele alalım.


Özellikle İstanbul’un fetih gurur ve mutluğunu yaşadığımız, ulu hakan Fatih Sultan Mehmet hanın emaneti Ayasofya’ın namaz ve dualarla kavuştuğu bu günde bunları ele almak şart oldu.
Asil milletimiz sayesinde neler yapıldı ve oldu?
Öncelikle ve en önemli aşama insan hakları ve demokrasi alanında çağ atladık. Vesayetçi darbeci zihniyet ve rejim yok edildi. İnsanımız inancında, dininde, dilinde, yaşam tarzında, eğitim öğretim haklarında, kamudan eşit yararlanma konusunda, düşünce ve fikir özgürlüğünde hayal edilemeyen haklar kazanıldı.
TBBM de her görüş ve partinin temsili sağlandı. Bu sayede küçük büyük partiler mecliste temsil edilir hale geldi. Bu seçim bunun en büyük ispatıdır.


Bilimin temeli eğitim konusunda yine çağ atlandı. Yeni okullar ve sınıflar sayesinde sınıflarda 30 kişiyi aşmayan sınıflar, ücretsiz kitap tablet verildi. Okula gönderilen kız çocukları için destek verildi. Her ilde açılan üniversiteler sayesinde gençlerimiz bulundukları ilde yüksek öğrenim görebildiği gibi neredeyse her genç üniversiteli oldu.
Üniversitelere ARGE ve bilimsel çalışmalar için maddi ve yapısal destekler sağlandı. Teknoloji üretken bilim desteklendi.
Sanat ve meslek okulları geliştirilip desteklenerek bu gençlerin isterlerse yüksek öğrenimde yolları açıldığı gibi sanayi ve iş dünyasının ihtiyaç duyduğu vasıflı elemanlar kazanıldı. Artık bu liselerde icat seviyesinde üretimler yapılıyor.
TÜBİTAK FETÖ işgalinden kurtarılarak her türlü bilimsel çalışmayı desteklediği gibi uydular ve bilişim ve bilimsel araçlar geliştirdi.
Teknofest gençliği ile gençlik gözünü bilimin en ileri seviyelerine ve uzaya gözünü çevirdi. Bu konuda dereceler alan buluşlar gerçekleştirdi.
Sağlıkta Pandemide dünya can çekişirken dünyanın en mükemmel hastaneleri, ihraç edilen teknolojik cihazlar üretilirken bilişsel ve elektronik alt yapı dünya seviyesinin üstüne çıktı. Kendi aşı ve ilaçlarımız yapıldı. Aile hekimliği sayesinde evde bakım hizmetleriyle sağlıkta hizmet insanımızın evine kadar ulaştırıldı.
Ekonomide IMF ye borç sıfırlanarak ekonomik bağımlılık, Davos’ta “one minute” denerek siyasi ve milli savunma sayesinde askeri bağımsızlık kazanıldı. Artık para dilenen utanılan bir devlet olmaktan başı dik gururla kendine güven duyan ben yaparım vermezseniz vermeyin diyen bir devlet haline geldik.
Aşağılanan IMF memurları önünde el pençe divan duran süt dökmüş kedi gibi dolaşan emir eri başbakan ve bakanlar yerine sömürgeci katil emperyalistlere dünyanın gözü önünde ayar veren “DÜNYA BEŞTEN BÜYÜKTÜR” diyen İsrail’e katilsiniz diyen güçlü bir başkanla yönetilir hale geldik.
Dünyanın hayranlıkla baktığı BM dahil bütün devlet başkanlarının teşekkür ettiği, Rusya Ukrayna savaşında tahıl koridorunu açan dünyayı açlık krizinden kurtaran bir siyaset dahisi dünya liderine kavuştuk.
Türk Devletler Teşkilatını birleştiren, hatta Macaristan’ın dahi Türk olduğunu kabul etmesiyle gözlemci üye olması ve KKTC nin tanınması yönünde geçici üye olması sağlandı.
KKTC emperyalistlerin baskı ve yok edilme tehditlerine karşı güçlü siyaset oluşturarak ayrı devlet olarak dünyaya tanıtıldı.


30 yıldır işgal altındaki Karabağ kurtarıldı.
Katar, Sudan ,Savakin Adası, Somali ve Libya’da askeri üsler kurarak bir dünya gücü olunarak tehditler uzaktan kaldırılırken nüfuz bölgelerimizi genişlettik.
Balkanlarda Arnavutluk, Makedonya, Kosova, Bulgaristan, Macaristan ve hatta Sırbistan’la güçlü siyasi, ekonomik ve askeri birliktelikler oluşturuldu. Bosna Hersek, Makedonya, Kosova, Sırbistan arasındaki sorunlarda barış güvencesi ve sözü dinlenilir, saygı duyulur, güvenilir güçlü bir siyaset uygulandı ve savaşlar önlendi.
Milli savunma sanayimizdeki gelişmelerle artık silah dilenen ülke durumundan kendi milli ve dünya standartlarının üstünde İHA, SİHA, AKINCI, KAAN, TB2, KIZIL ELMA gibi uçakları, GÖKBEY, ATAK gibi helikopterleri TCG ANADOLU gibi uçak gemisi, denizaltı, MİLGEM, İDA ve bunların mühimmat ve işletim elektronik sistemlerini, F16 ların işletim sistemlerinin elektronik donanımları millileştirilerek bu uçaklar yabancı güçlerin sabote etmesinden kurtarıldı.
Altay tankı, insansız kara araçları, ZAHA lar, Fırtına obüsleri ve sayamadığımız ve hatta yapılmış olup da strateji gereği bilmediğimiz nice silahlar ve bunların mühimmatları milli olarak üretildi.
Tayfun, SİPER, ve diğer füze sitemleri ile yüzlerce uzaktaki tehditlerin ortadan kaldırılacağı hava savunma sistemleri milli olarak yapıldı. Bu sayede dışarıya bağımlı kalmayarak ülkemiz güvence altına alındı.
Milli uydu ve haberleşme cihazları ile istihbaratımız millileştirildi, dış müdahalelerden kurtarıldı, ülkemizin coğrafi yönden kontrolü kendi güçlü optik sistemlerimizle sağlandı.


MİT dış kontrol altındaki kişi ve cihazlardan arındırılarak KALE ye taşındı. Milli istihbaratımızla PKK ve PYD teröristleri inlerinde vuruldu. Afrin ve diğer Suriye operasyonları ile güney sınırlarımız güvence altına alındı ve bu bölgelerden ülkemize yapılan saldırılar engellendi. Ülkemizdeki teröristler temizlenerek ve eylem yapamayacak seviyeye geldiği gibi terörist başları inlerinden çıkamaz hale geldi.
Her yıl 1 milyon gencimiz hayata atılırken yapılan üretim ve ihracata dönük fabrika ve işyerleri açılarak işsizlik artmadığı gibi %20 lerden %9,8 e geriletildi.
Memur, emekli ve emeklilerimiz enflasyona ezdirmeme programları ile kimseye muhtaç ettirilmedi. Ülkemizde konut ve motorlu araç ve otomobil satışlarında rekor kırıldı.


Bizzat ERDOĞAN’ın ısrar ve desteğiyle TOGG milli otomobilimiz yapıldı.
Kentsel dönüşümle karanlık muhalefetin bütün engellemelerine rağmen depremlere karşı mücadele konutun maliyetinin yarısı devletten, düşük gelir seviyeli insanlarımıza TOKİ sayesinde konutlar yapıldı.
Yer altı zenginliklerimizin çıkarılması için çalışmalar neticesinde milli bor sanayimizin ve petrol ve doğal gaz çıkarma ataklarıyla milli doğalgaz ve petrol çıkarılarak devletimizin stratejik ve ekonomik ihtiyaçları giderildi.
Sadece kara topraklarımız değil “MAVİ VATAN” stratejisiyle Akdeniz ve Ege’de haklarımız güvence altına alındı. Libya ile “MÜNHASIR DENİZ EKONOMİK BÖLGE” ilanıyla Akdeniz’de bizim iznimiz olmadan birşey yapamazsınız diyerek gücümüzü gösterdik ve kabul ettirdik.
Bunlar aklıma gelenler. Daha sayamadığım Havalimanları, dünya çapında köprüler, tüneller ,yollar, limanlar ve daha neler neler karanlık muhalefetin ve zihniyetin engellemelerine rağmen yapıldı. Ülkemezin doğusu batısı şehri kırsalı hertürlü iletişim ve ulaşım imkânına kavuştu, fark kalmadı.
Peki buna karşılık kendilerine aydın, profesör ve asil milletimizi aşağılayan üstten bakan KİBİR abideleri, devleti kendi malları sayan karanlık zihniyetliler ve muhalefet iktidar olsaydı ne olurdu? İşte yukarıda saydığım hiçbir şey yapılmayacak, emperyalistlerin emir eri uydu sıradan bir devlet olacak ve hatta parçalanıp bölünüp belki de yok olacaktık.
Elhamdülillah Allah’ın inayeti, asil milletimizin tarihten gelen sağduyusu ve dünya lideri Recep Tayyip ERDOĞAN sayesinde bugün geleceğe gurur ve ümitle bakan, devletinin geleceğine tarihten gelen şuur ve imanıyla sahip çıkacak gençliğimize emanet edeceğimiz bir devletimiz var. Allah razı olsun, yar ve yardımcısı olsun muzaffer etsin. Büyük liderimize ve asil milletimize minnettarım ve bu milletin ferdi olmaktan mutluluk duyuyorum.
Aziz İstanbul’umuzun 570. fetih yıldönümünü Fatih Sultan Mehmet han ve şehitlerimizi, şanlı ceddimizi rahmetle yad ederek kutluyorum.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum