içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Hey Sen! Reverse Don Kişot!

Miguel de Cervantes'un Don Kişot'u, yaşlı bir adam olan Alonso Quixano'nun maceralarını anlatır. Bayılırdım küçükken okumaya…

Çok sayıda şövalye ve soyluluk kitabı okuduktan sonra şövalyelik ideallerine takıntılı hale gelir Alonso… Kendini Don Kişot olarak isim verir ve sadık ama saf yoldaşı Sancho Panza ile bir dizi talihsizlikle dolu maceraya atılır. Ama.. Don Kişot'un hayal kırıklıkları, onun rüzgar değirmenlerini dev, hanları kale ve halkı soylular olarak yanlış anlamasına yol açar. Hayalkırıklığı üzerine bir makale okudum. Hayalkırıklığı çok güçlü bir duygudur! Birçok insan hayal kırıklıklarını başarıyla aşar. Her nasılsa, yaşadıkları durumu değerlendirecek güce sahiptirler, olaydan ders çıkarırlar ve ileriye doğru adım atarlar. Bu tür hayal kırıklıklarından daha güçlü çıkarlar. Ancak diğerleri, Don Kişot gibi mesela, mücadele eder. Bu durumlarda hayal kırıklığı depresyona dönüşebilir bile. Peki, hayal kırıklıklarımızı etkili bir şekilde nasıl yönetebiliriz? Beklentileri Yönetme— Birisi bir zamanlar şöyle demiş: "Beklenti, tüm kalp acılarının köküdür." Bu alıntı, hayal kırıklığı yaşadığımızda umutlarımızın ve beklentilerimizin gerçeklikle uyumsuz olduğunu kabul eder. Zaman zaman hepimiz böyle hissederiz. Bu hayal kırıklıklarının bazıları çok fazla fark yaratmayabilir, ancak hayatımızın seyrini değiştirebilecek hayal kırıklıkları da vardır. Düşlerin karmaşık doğası göz önüne alındığında, tamamen hayal kırıklığı olmayan deneyimler yoktur. Bu, hayal kırıklığını böyle karmaşık ve kafa karıştırıcı bir duygu yapan şeydir. Peşinden gittiğimiz pek çok isteğimiz bilinçdışı, bastırılmış ve sık ​​sık çelişkilidir. Paradoksal olarak, istediğimizi elde ettiğimizde bile hayal kırıklığı yaşayabiliriz. Örneğin, Sigmund Freud'un 1916 tarihli "Psikoanalitik Çalışmada Karşılaşılan Bazı Karakter Tipleri" adlı makalesinde, "başarıya batan" insanların paradoksunu incelemiş. Bilinçaltında, bu insanlar başarılarının haklı olmadığına inanıyorlardı, bu yüzden başarıya ulaşmak onlara tatmin edici gelmiyordu. Diğer durumlarda, istediğimizi elde ettiğimizde - ve bunu hak ettiğimizi düşündüğümüzde bile - çok istediğimizin beklenen mutluluk ve neşeyi getirmediğini anlarız. Gelişimsel Etkiler— Hayal kırıklığıyla başa çıkma şeklimiz, gelişimsel geçmişimizle ilgilidir - ebeveynlerimizle ve diğer erken, biçimlendirici deneyimlerimizle olan ilişkimizle ilgilidir. Bazı insanlar hayal kırıklarını önlemek için aşırı hırstan kaçınmaya çalışır. Bilinçaltında barı düşük tutarlar ve kendilerini veya başkalarını hayal kırıklığına uğramaktan korumak için risk almaktan kaçınırlar. Farkında olmadan, herhangi bir konuda yüksek beklentilere sahip olmanın en iyi strateji olmadığına karar vermişlerdir. Bu tür davranışlar bir tür öz koruma biçimine dönüşür. Ancak, bu aynı zamanda vasat ve tatminsiz bir yaşama da yol açar. İronik olarak, bu insanlar genellikle kendileri de dahil olmak üzere herkes için hayal kırıklığına dönüşürler. Diğerleri ise çok farklı bir yol izleyerek hayal kırıklığından kaçınmaya çalışır. Mükemmellik beklentilerinin uygun ve gerçekçi olduğuna kendilerini ikna etmelerine rağmen, bu varsayımlar aslında hiç doğru değildir. Başarılmak istenen şeyi asla ulaşılabilir kılmak için bar çok yüksek bir şekilde belirlenmiştir.

Mükemmellikçilik nadiren mükemmelliği, ya da tatmini getirir - bunun yerine, genellikle hayal kırıklığına yol açar. Başa Çıkma Tarzları— Büyük hayal kırıklıkları genellikle insanların hayatlarında belirleyici anlardır. Hayal kırıklığıyla yapıcı bir şekilde başa çıkmak, kişisel gelişime katkı sağlayabilen ve daha büyük dayanıklılık sağlayabilen bir ‘kendini iyileştirme süreci’ olabilir. Şimdi; Devlerin Fırıldaklaştığını, Evlerin Hanlaştırıldığını, Halkın Soysuzlaştırıldığını, Gören ve Hayalkırıklığı yaşayan bizler, yani reverse Don Kişot’lar…

Zaman, Gerçekleri ‘Kendimiz!’ olarak Alonso Quixano olarak görme ve gösterme vaktidir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum