içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Global Yüzsüzlük, Yozlaşma ve Yapay Zekâ

Global Yüzsüzlük, Yozlaşma ve Yapay Zekâ Çağında Geleceğin Gölgeleri

21.yüzyılın ikinci çeyreğine yaklaşırken, dünya sahnesinde yüzsüzlük ve yozlaşma, sadece bireysel etik çöküşlerle değil, devletlerin, şirketlerin ve küresel sistemlerin kurumsal yapılarında da içselleşmiş durumda. Diplomatik söylemler şeffaflıktan söz ederken, gerçek kararlar kapalı kapılar ardında alınmakta.

Yozlaşma artık bir istisna değil; oyun planının kendisi hâline geldi. Bu durum yalnızca siyasi liderlikte değil, medya düzeninde, akademik etik sistemlerinde ve dijital sermayenin yönetişiminde de kendini gösteriyor.

Bu yeni dünya düzeninde, “yüzsüzlük” bir ahlaki bozulma değil, bir strateji. Sınır tanımayan şirketlerin, halkına hesap vermeyen liderlerin ve algoritmalarla yönetilen seçimlerin çağı bu. Kimliksiz dijital avatarlar, sahte haber ağları ve manipülasyonun algoritmik boyutları, yüzsüzlüğün artık sadece sosyal bir özellik değil, sistemsel bir altyapı olduğunu gösteriyor. Yapay zekâ uygulamaları bu dönüşümde çarpan etkisi yaratıyor.

Siyasi kararları etkileyen yapay zekâ destekli veri analizleri, propagandayı güçlendiren derin öğrenme teknikleri, ses ve görüntü taklitleri (deepfake), hakikatin altını oymakta. AI, etik ilkelere bağlı kalmadığı sürece, yozlaşmanın yeni motoru olabilir.

Artık bir liderin yüzü, söyledikleriyle değil, verilerle kurgulanan bir imajla varlık bulabiliyor. Öte yandan, yapay zekâ; eğer doğru çerçevelerle yönetilirse, bu global yüzsüzlüğe karşı bir aynaya da dönüşebilir. Gerçek zamanlı yolsuzluk takibi, kamu verilerinin şeffaf analizi, otoriterleşen yapılara karşı sivil toplumun dijital araçlarla güçlendirilmesi gibi potansiyeller mevcut. Ancak bu ihtimalin gerçeğe dönüşmesi için küresel etik standartlara, şeffaf regülasyonlara ve dijital demokrasinin bilinçli yurttaşlarına ihtiyaç var.

Gelecek, sadece teknolojik gelişimin değil; bu teknolojiyi kimin, ne için kullandığının da geleceği olacak. Yüzsüzlüğün norm hâline geldiği bir dünyada, insanlık ancak aynaya bakma cesaretiyle kendi suretini yeniden inşa edebilir. Ve belki de en büyük sınav, yapay zekâyı insan onurunun hizmetine sokmakta yatıyor. Aksi hâlde, sadece görünmezleşen yüzler değil, görünmezleşen gerçeklikler çağında yaşamaya mahkûm kalacağız.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum