içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Garip Hareketi

Esnemede kullanılır, Ama ne güzel esnetir. Bahar gelince hele…Kalbin kalpazanlığına birebir! Her yerde satılır…’ Sine, 2024 Şaka bir yana, ‘Garip Hareketi’, ‘Garip Akımı’ya da ‘Birinci Yeni’ olarak bilinen; Orhan Veli Kanık, Oktay Rifat, Melih Cevdet Anday…

Bu üç güzel insanın öncülüğünü yaptığı şiir hareketidir. Ama esnetir. Örneğini girişte yaptım:)).Peki tamam... Yapmaya çalıştım. Kalıp ve anlayışlardan kurtulmak ve biçimciliğe, duygusallığa karşı çıkıp söyleyiş güzelliğini esas almak amacıyla 1941'de Orhan Veli, M. Cevdet Anday ve Oktay Rıfat üçlüsü, şiirde var olan aşırı duygusallığa, şairaneliğe, basmakalıp söyleyişe başkaldıran şiirlerini ‘Garip’ adıyla bir kitapta yayınladılar. Kitabın kapağına ise "Bu kitap, sizi, alışılmış şeylerden şüpheye davet edecektir" yazılı bir ibare koydular!

Kısa hayat öykülerine uzun serüvenler olur. İçlerinden birine İstanbul’u ziyaret ettiğim yıllardan birinde uğradım. Orhan Veli Kanık’a…Ona bir şiir yazmıştım. O dönemler tahminim bütün şiirlerinin toplandığı ‘Varlık Yayınları’ kitabımını da sahaflardan bulmanın haklı gururu da var. Yazdığım bu şiiri başucunda okumak isteğim vardı. Ee benim aşklarımın geleneksel bir huyları var. Ölüler…Mezarlık bizim buluşma yerimiz:).. Aşiyan Mezarlığı’na gittim. Aşiyan Mezarlığı Ne işim olurdu, sen orada yatmasan Ayağın kayıp düşmesen, Kafanı çarpmasan…

‘İki incecik bacak, kısaca bir trençkot, kanarya sarısı bir kaşkol, müselles bir yüz, şişirilmiş bir göğüse benzeyen bir sırt, -denebilirse- ergenlik bozuğu bir yüze..’ Yakışmadı ölüm…Değil diş fırça kabına sardığın şiirin Çıkmasaydı karşıma, ‘Aşk Resmi Geçidi’ gibi giden gönlüm.. Muhtemel olmuştum birinin karısı, Yazılmış bir lanet ya da Allah’ın belası.. Buldum seni, bir gece yarısı…Olmaz olsun senin bu sevgin…Sine 2005

Orhan Veli Kanık’a ithafen.. Orhan Veli‘nın Tıbbi Vukuatları bitmez. 5 yaşında yanar, sürekli düşer, 20’sinde trafik kazası geçirir komada kalır ve en sonunda ölümüne sebep olan o düşmesi…İçi kıpır kıpır aceleci ve çok sever bu adam ile bendeniz 5 yaşında gürül gürül yanan sobaya dayadığım ve yaktığım elim hikayemle benzerim. Garipliğim de cabası...İnceliğimle de. Esvaba aldırış etmemem de olabilir. Şıpıdık sever gönüllü olmam da. Hayatı şiir gibi yaşamamızla. Şiiri hayatın içinde aramamızla…Bana İzmirli olarak İstanbul’u da özletmeyi başaran az insanlardan… İşte bu adam, 13 Nisan 1914’de doğdu. 36 yıllık bir hayat öyküsüne kocaman bir kalbin sıkıştığı, bir gece yarısı tam da duymak isteyeceğim şeyleri fısıldayan ve kaza ile bu dünyadan ayrılan adamdır o. İyi ki doğdun! Sine 2024

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum