içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Paris

‘Bazı insanlar tek satırlıktır. Onlara olduklarını sandıkları paragrafları biz veririz. Değil size okurlar. Hem de ne inanarak!’

Tren Notları, 2022 Paris Öyle yazmışım. Seine Nehri üzeri yürürken aklıma gelen sözlerdi. Aslan yüreklerin kedileştiği dünyalara tanıklık sonrası sıcak sütümü de içerek Notre Dome’e giderken…Nehrin koyu griliğine teslim ettiğim düşüncelerimi tasdik eden bir hava da vardı. Çok cümle kurandan korktum, ilk defa. İlk defa sözcüklerin yarattığı büyünün tesirli bir harenin, yine aynı sözcük grubunun farklı kurulması ile yok olduğuna şahit olmasaydım, size yemin ederim, kulaklarımın duydukları karşında beynime hakim olmakta zorlanırdım. Dolandırıcılıktı. Söz ile yapılanı. Ama tokat atmak ile sessiz kalmak aynı etkiye sahip bazen.Sessizleşmek zamanı gerçeklerin size tokat attığı andır. Kaliteli mi bilemem ama nitelikli dolandırıcılığa girecek bir satışın seyri mide bulandırınca olur. Satılık candanlığın, kiralık kalplerde taşındığını biliyorsunuzdur.

Tanık olunca…mideniz bulanır. Bana da aynısı olmuştu. Yine aynı söz gruplarıyla oluşturulmuş modern yayla havasına ‘Fransız Mistral’ etkisi ile entellektüel bir hava kazandırmak telaşı içindeydim. Gitmek istiyordum… Gittim. Neydi Mistral Akımı? Mistral, güçlü, soğuk, kuzeybatı yönünden esen bir rüzgar ve Fransa'nın güneyinden Kuzey Akdeniz'deki Lion Körfezi'ne doğru eser. Neden önemli? Ateş’i söndürmüş veya harlamış! Mistral, Provence'in yaşamı ve kültüründe başlangıçtan itibaren önemli bir rol oynamış. Nice'deki Boron Dağı'nın eteğinde bulunan Terra Amata adlı tarih öncesi yer kazıları, yaklaşık M.Ö. 40.000'de, sakinlerin ateşlerini mistralin gücünden korumak için taş ve kumsal taşlarından kuzeybatılarında bir duvar inşa etmişler ve Ateş’in harlaması için kullanmışlar. Yani iki yollu da gelişmişler. Sonra aynı isim bir kitapçıya da isim olmuş. ‘Le Mistral’ demiş, George Whitman, Amerikalı biri açmış 1900 ortalarında…1964 Nisan'ında, William Shakespeare'in doğumunun dört yüzüncü yıldönümünde, 1919'da orijinal Shakespeare and Company'yi kuran ve beğendiği bir kitap satıcısı olan Sylvia Beach'in onuruna, şimdi içinde saatlerimi telkin ile geçirdiğim bu kitapçı olmuş. Burası, Beach'in 12 rue de l'Odéon'daki bu kitapçı dükkanı, o zamanın büyük göçmen yazarları için bir buluşma noktasıydı - Joyce, Hemingway, Stein, Fitzgerald, Eliot, Pound ve önde gelen Fransız yazarlar için de öyleydi.

George Whitman, kitapçısında Beach'in dükkanının ruhunu sürdürmeye çabaladı ve hızla Paris'teki göçmen edebi hayatın merkezi haline gelmişti. Göçmen Ruhum kitapçı içinde duvarlarına bırakılan notları okuyadursun, Kimler yok ki gelenler içinde; Allen Ginsberg, William Burroughs, Anaïs Nin, Richard Wright, William Styron, Julio Cortázar, Henry Miller, William Saroyan, Lawrence Durrell, James Jones ve James Baldwin gibi isimler…

Not aldım; İşte benim ateşimi söndüren bir durumun anatomisini düşünürken, dolandırıcı bir aşkın küllerini savururken, dedim kendi kendime bu kitapçının ikinci katındaki o minik köşelerine sığınarak; Mistral ‘i bile kültür oluşumuna kullanabilmişse insanlık, kalbimde külleneceği belli bu durum başka bir ateşi harlamasına sebep olmalıydı! Oldu…

Aldım elime kalemi, Yazdım. Şimdi; Essin Mistral!

Çoşsun Ateş Söndürene ‘Aşk’ olsun…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum