içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Trendeyim

Yanıma neredeyse 100 metre öteden marijuana içtiği çevreye yaydığı kokudan belli olan biri oturdu.

Elimde yaklaşık 7 gündür yardım telefon ve acil çağrıların geldiği whatsap’a gözü takılmış. Hızla verdiğim yanıtlar, ara ara haber taraman, sağlık portallarına hızla bakmam onu germiş olacak’ Enough Lady!( yeter hanımefendi!) dedi nazikçe… Yorulmuşsunuz ve bu ne hız dedi… ‘Sizin kuşak böyle ama!’ dedi serzenişle. Benden yaşının büyük olduğunu düşünerek…

Sonra — durdu ve bana doğru ‘ Yakın zamanda Türkiye ve Suriye de bir deprem oldu, biliyor musunuz? dedi… ‘İnsanlık ölüyor …Kaldıramıyorum ben bunu!’ diye ekledi…

Ara ara bağırarak… nedensiz!!

Sessiz kaldım bir süre. İzlemek istedim. Burada meczuplar ile konuşulmaz. Onlara laf atılmaz, attıkları laflara da ek laf konmaz. Bilemezsiniz, içtiği o şey ve söylediğiniz o şey bir araya gelince belki kavga, arbede ya da olay olur. Uzak durulur. 

Tekrar laf attı’ Çocuklar öldü biliyor musun? Bir de dur dur, yaşıyorlar depremin belki 150 saat sonrası. Bu mucize değil de ne?? ‘ dedi .. Bu sefer bütün kabine attı bu lafı!’

Sessizliğim içinde gözlerim yaşarmaya, ağlamaklı olmaya başladım. Sonra gözlerini dikti ve baktı ‘ Bırak elindeki o telefonu da bana bak, gidin siz onlara yardım edin!’ Dedi…

Kalktım, yanına oturdum. Evsiz. Kokuyordu. Adını sordum. 

Anlamsız bir ifade ile baktı. 

‘ George!’ dedi. 

Ona ne kadar güzel bir kalbi olduğunu söyledim. Trendekiler bakıyordu. Umrumda da değildi. 

Geçip yerime oturdum. 

Yanımdaki genç kadınlar ‘neden böyle bir şey yaptın? dediler…

Güya Deli’nin söyleyebildiğini bir deliye anlatamayacak kadar delirten olayı ve yardım etmek isterlerse yardım sitelerini onlara ilettim…

Bazen sesinizi yüksek perdeden açmanız gerekir. Ya değilse sessizlik delirtir. 

Bugün bayraklar burada yarıya inmeye devam etti…

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum