içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Algı İle Hedef

  Reklam, diğer adıyla etkilemek..Batının şeytani aklı...Güçlünün güçsüzü aldatmacası, ezmesi.

Toplumları istenilen yöne yönlendirerek aklını değiştirme, manipüle etme. Halk diliyle kandırma, büyüleme..Nasıl mı? Uzaktan operasyon çekerek (tv, basın, yayın, net...) ve kumandalar şeytanilerin ellerinde..

Tüm dünyada ülke seçimlerinde siyasetçilerin ve muhalefettekilerin algı yaratarak kazanmaları. Siyasetçi dediğiniz bir kurum. Kurumdakiler halk, halkın halkı kandırması için algı yaratması..

Devlet güçlüyse iyi, güçsüzse güçlü ilaç kartelleri devletleri toplumları kandırır..Nasıl mı? Önce toplumları basın yayın yolu ile türlü türlü hastalıklar uydurup korkutarak, sonrasında yüzyılın ilaç buluşu diye ilaçlarını büyülü muhteşem reklamları ile yutturarak. Hatırlayalım, bizim özellikle bayanlarımızın % 60 'ı süper ilaç diye neredeyse 10 yıl boyunca yuttukları "prozac" ilacını yıllar sonra beyne zarar veriyormuş diye haberlerde lanse etmeleri gibi. Kimbilir herkese iyi gelmeyen daha kaç ilaç ve içeriklerinde neler var. Şimdilerde de her saat başı yaldızlı yaldızlı onlarca vitamin hapları reklamları boy gösteriyor ekranlarda. Önce sağlığı bozuyorlar, sonra hap yapıp satıyorlar.

Okullara gelince; Özel okulların topluma şöyle başarılıyız böyle başarılıyız algısı. Devlet okullarında istisnalar hariç ki çok azlar, öğretmenin öğrenci üzerindeki iyi öğretmen algısı, öğrenci aptal mı, değil tabi ki! Onunda ailesi üzerinde yarattığı çalışkan öğrenciyim algısı..Anne babanın (istisnalar hariç ki onlarda çok azlar) çocuk üzerine bak seni okutuyorum, üstüne üstlük okullardaki eğitimi öğretimi idarecilerinden öğretmenlerinden çok daha iyi biliyorum algısı, baskısı..

Marketlerin topluma sağlıklı yiyecek satıyoruz algısı. Neredeyse marketin yarısını kaplayan cafcaflı paketlerdeki yiyeceklerin bisküvilerin çikolataların albenili algıları. O kadar zararlılar ki..Bilhassa çocuklara ve gençlere..

Yabancıların her ilde hani 2.el mallarını pazarladıkları süslü beton yığını Avm' lerdeki meşhur bilindik çok havalı franchise kafeleri var. Gençlere 1 makine bir çeşit kahve ile 5 türlü çeşitini, bardağını 20 tl ye sattıkları, insanların buralarda oturunca kendilerini, 'üst insan olma sanrısı empoze edilen reklamların içinde yaşıyor zannettikleri' aslında ne olduğunu bilmeden içtiğimiz filtre kahve modası algımız var. Bizim kahvehanelerimizde güzelim çayımızı kahvemizi içmek racona ters. Olur mu hiç batılısı dururken ne o öyle gidince alt insan olma algısı.

Gençler üzerine oynandıkları çok meşhur cola reklamlarını atlamayalım. Üstüne reklam yok senelerdir, hâlâ da devam ediyorlar...Üstelik bizim sofralarımızla, bizim gelenek ve göreneklerimizle çekilip yutturulmaya çalışılan o müthiş reklamlı büyülü algı...Kola iç Amerikan filmi seyret beynin daha çok kontrol altına alınsın. Sonra elde ettikleri cirolarla silah üretsinler. Ben demiyorum ünlü bir komedyenimiz söylüyor.

Kemeraltındaki yerli giyim mağazaları daha kaliteli mal satarken ki esnafın çoğu zor durumda, büyülü reklamlarla Avm' lerdeki 'bir karış pahalı naylon çaputların kapış kapış alınması' elzemmiş algısı.Bunları giyincede batılı oluyorsun tabi tıpkı hepsi birer yalan rüzgarı olan  dizilerindeki gençler gibi.

Yerli sebze yetiştiricileri pazarlarda yok olurken her köşe başında açılan gdo'lu hâl malı satan süslü süslü rengarenk manavların (hatta şu anda neredeyse sebzeler yarım metreye ulaşacak git gide) yerli tarım satıyoruz algısı. Hepsi ilaçlı..

Son derece zararlı Hamburgercilerin chicken'cıların metrekarelerce büyüklükteki albenili reklamları..Senelerdir yiyorlar gençler, çocuklar...

Ve en büyük algı operasyonu birinciliği mi, elbette dünya milletlerinin üzerindeki müthiş büyü etkisi ile hollywood filmleri, dizileri.. Gençleri avuçlarının içinde tutmak için kendi üstünlüklerini empoze etme, hayran bırakma (halkları ezme) büyüsü..En büyük tuzak. Çünkü gelecektede insanlar hep onların istedikleri gibi olmalı..Gençleri kendilerini bu şizofren/ cinsellik içeren dizilerle çağa uygun şekillendiriyor sandıkları en tehlikeli algı.

Her gece Türk dizisi diye dayatılan yaşanmış, gerçekte öyküleri içler acısı olan senaryoları 180 derece tersine yaldızlayarak, topu topu 50 kişilik bir oyuncu ile onlarca diziyi saatlerce izlettirebilme algısı ki çok başarılılar. Gerçekte oyalama algısı ömürleri boş boş tükettiriyorlar, uyutuyorlar farkında değiliz.

Bir yandan sosyalleşme, haberleşme platformları olan sosyal medyanın, bir yandan da insanlar üzerindeki büyülü bir oyuncak gibi saatlerce oyalama algısı ve çocukların ödül ceza yöntemi ile başından saatlerce kalkmadıkları oyunlar, ki insana uygun bir yöntem değil. Paralı  savaş şiddet oyunlarının her evde oynanmasının insan beyni için elzem olması algısı da başka bir handikap..Bunlarla büyüyenlerin eşlerini sokaklarda evlerinde 16 kez bıçakladığında, bilhassa kadınların suçlu arama algısı. Oysa suçlu biziz.Yetiştirmeyi büyütmeyi yaşamımızı sağlıklı nasıl sürdürürüzü bilemedik.

"Devleti tutmak" kollamak korumak yerine ne olursa olsun kimliğini unutup, ülkenin altına dinamit konsada; parti tutma algısı yanlışlığından kopamıyoruz. Nasrettin hoca fıkrasının, bindiği dalı kesme hikayesinin gerçekliğini yaşıyoruz birebir.

Eğitimini almadığı, üzerinde hiç bir araştırma çalışma yapmadığı halde, değerli gerçek bilim adamlarından daha çok ve daha iyi biliyormuş gibi kendini kandırma algısı ile yaşıyoruz. Nerde duracağımızı bilmiyoruz. Anlamadığımız bir çok konuyu anladığımızı sanıyoruz ya da önyargılarımızdan kopamıyoruz. Bu yargılar üzerine sürekli ne siyah ne beyaz, çok tehlikeli gri propoganda pompalanıyor, doğru diye algılattırılmaya çalışılıyor. Anlamıyoruz bilmiyoruz.

Neyse ki pandemi dıştan gelen algıların insanlığı nasıl kandırdığını ortaya döktü ama iş işten geçti..Algılarla bayağı bir kandırıldık..Dizi kafeslerimizden çıktık ev hapsine geçtik. Hâlâ da kandırılmaya çalışıyoruz..Siyonistlerin dıştaki / içteki algıları tüm hızıyla devam ediyor. Adamlar algı yaratma mühendisleri dur durak bilmiyorlar.

Film gibi simülasyonlarla yaşıyoruz. Birbirini kandıran kandırana. Müslüman mahallelerimizde bildiğimiz salyangozu, bize hiç ait olmayanı sattılar senelerdir..Şimdi de oyunlari  bitti tek tek yok ediyorlar.

En önemlisi neredeyse herkesin kendinden emin "son derece müslümanım" algısı var buna hiç girmeyelim batılı müslüman olmaya devam.

Kıssadan hisse vesselâm, kanmamak lazım cancağızım kanmamak lazım demiş bir sanatçımız. Algılarla değil bilimle, ilimle, sevgiyle bize dair bizce sürdürmeliydik yaşamlarımızı. Daha sade, daha yerli, daha güçlü ama olmadı işte beceremedik.

Ancak eski insanlarımızın yaşamlarına bilgeliklerine uyarsak sanki varlığımızı daha iyi sürdürebiliriz..Çünkü düşman hep ensemizde, hiç gitmiyor..

Sevgi ve saygılarımla..

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum