-
HATİCE NURSEVEN EVREN
Tarih: 30-10-2021 11:40:00
Güncelleme: 30-10-2021 11:40:00
Hemen hemen çoğumuz okul sıralarından geçtik. Az çok öğrenmenin nasıl olduğunu biliyoruz. Öğrenmelerimizi sözel derslerde öğretmeni dinleyerek ve not alarak, sayısal derslerde ise öğretmenin tahtaya yazdığını görerek, ne anlattığını dinleyerek ve not alarak yapardık. Öğrenme bilimsel anlamda aynı anda duyduğunda gördüğünde ve yazdığında gerçekleştiğinden bunu başarabilmek önemli.
Profesyonel bir öğretmen sınıfta konunun anlaşılıp anlaşılmadığını anlar, anlaşılmadan geçilmesinden yana olmaz. Bizim toplumuzda eğitim bilincinden dolayı, her öğrencinin derslerini öğrenebilmesi için sınıf ortamının sessizliğini bugün çoğu sınıfta ne yazık ki öğretmen sağlıyor.
Geçmişte bizler ailesi tarafından iç disiplin verilmiş çocuklardık. Sessiz ve sakindik..Hepimiz öğretmenin ne anlattığını can kulağı ile dinler, anlamadığımız yerleri sorar örnek yetmediyse bir tane daha soru çözmesi isterdik. Aklımız başka bir yerde olsa dahi genelde öğretmeni sessizce dinlemeye çalışırdık ya da bazen dinliyor gibi görünür sesimizi çıkarmaz, öğretmen dinlemediğimizi anlayacak diye de korkardık. Hatta bazen de yakalanırdık. Şimdikiler ise öğretmeni dinlememe ve öğretmen bir soru sorduğunda cevap verip vermeme hakkına sahip olma konusunda kendilerinden oldukça eminler.
Gelelim salgın boyunca online ders yapılan sınıflardaki öğrencilerin durumlarına. İstisnalar hariç, acaba kaç sınıfta sınıf tam olarak aynı anda online derse başlama nezaketini gösterdi. Hadi sınıfın bütünü hazır ve nazır olarak online derse başladı diyelim. Peki ciddiyetle kaç kişi dersi dinledi. Yada öğretmenlerin yüzde kaçı online derste başarılı olabildi. İnternete bağlanıp bağlanmama / bağlanamama olaylarına değinmiyorum bile..
Pandemi ile birlikte gelen eğitim ve öğretimde eğitim kesintisi öğrenmeyi fazlasıyla etkiledi. 2019 ve 2020 yıllarında online olarak gerçekleştirilen derslerde maalesef birçok sınıfta öğrenci ciddiyetsizliği yüzünden öğrenmenin tam manasıyla gerçekleştiği söylenemez. Özel ders olanlar bu açıkları belli bir derecede kapatmış olabilirler. Ama özel ders alamayanların, bütün derslerdeki açıkları oldukça fazla. Kolejlerde verilen eğitimin idari ve veli takibi daha erişilebilir ve sık olduğu için durumun daha iyi olduğunu söylemekte yanlış olmaz.
İlköğretim ve ortaöğretimdeki 2021 yılı online olarak görülen derslerin tam olarak anlaşılmayan konularının telafilerinin mutlaka tamamlanması gerekir. LGS, TYT, AYT sınavlarının oldukça seviyeli yapıldığı göz önünde bulundurulursa, ileriki yıllarda gerçekleştirilecek olan sınavlarda öğrencilerin bir hayli ders açığının çıkması kaçınılmaz olacaktır.
Örneğin 9. sınıfta olanların; matematik konularının yukarıda değindiğim nedenlerden ötürü pek anlaşılmaması, düzgün işlenmemesi tyt sınavında 10 matematik sorusunun (Problemler konusunun çok iyi öğrenilmesi gerekir ki) yapılamaması anlamını taşıyor mu? Bu durumda 9. sınıf öğrencileri ne yapmalılar, 9. sınıf konu açıklarını nasıl kapatmalılar? Üstellik şu anda bir üst sınıfın konularını öğrenmeye çalışırlarken. MEB’in bunca öğrencinin tüm derslerinin açığını kapatmasını sağlayamayacağı düşünüldüğünde bunu yönetmek öğrencinin ve ailesinin sorumluluğuna düşüyor.
Her çocuk her dersteki açığını kendi göremeyebilir ve kapatamayabilir. Bu oldukça doğal bir durumdur. Öğrencinin bütün ders kitaplardaki konuların hepsine vakıf olması zorunluluğu diye bir şey söz konusu bile olamaz. Bunun için çok araştırmacı bir çocuk olmak gerekir. Bana kalırsa kitaptaki iyi veya tam öğrenilemeyen konuları zamanında ailelerine bildiren, açıklarını kapatma yoluna giden çocukların şanslı olduklarını rahatlıkla söyleyebiliriz. Diğerlerinin ise alt sınıf başarısızlıklarının üst sınıflarını etkilemesi çok aşikâr.
Öyle ya da böyle salgının eğitime verdiği zarar çok fazla. Böyle bir ciddi konunun aileler tarafından ele alınmaması irdelenmemesi, bu çocukların gelecekleri adına kaygı verici bir durumdur. Gençler bütün derslerde ki eksik konularını 15 tatilde veya bu önümüzdeki yaz tatilinde mutlaka kapatmaları gerekir. Aksi takdirde lise diplomalı birçok gencimizin elinde hiçbir mesleği olmadan açıkta kalacaklarını tahmin etmek hiç zor değil.
Peki pandemi öncesinde çoğu öğrencilerin sınıf ortamlarındaki lakaytlık ve ders dinlememeleri, ders çalışmamaları sanki bundan farklı mıydı? Bana göre hayır.. İğneyi kendimize, çuvaldızı başkalarına batırmayalım. Bu yazımda belirtmeye çalıştığım geçmiştede, pandemidede ders işlemek isteyen öğrencilerin, bu pandemide daha fazla çaresiz kaldıkları. Şu an bir önceki senenin bilgi eksikleri bir sonraki yıl, yani bugünlerde fazlasıyla göze çarpıyor. Henüz senenin başındayız. Çocuklar işin içinden çıkamazlarsa sürdürülebilir öğrenmeyi tamamen bırakırlar. Sevgilerimle.