-
NAZİFE YILMAZ
Tarih: 20-12-2023 23:21:00
Güncelleme: 20-12-2023 23:21:00
Fiyakalı çakalı kız bana bakarak ben üşüyorum dedi. Döndüm kendisine baktım giyimine kuşamına üşüyecek biri gibi değildi sordum sizmi üşüyorsunuz.Sırtında Mantosu yakası kürklü yerde sürünüyor, ayaklarına baktım çizmeleri boğazı tüylü sıcacık kalın giymiş.
Kendime baktım ayağımda kara lastik üzerimde sadece bir hırka var, ne sırtımda kürküm, ne ayağımda çizmem var.
Dönüp kıza sordum siz mi üşüyor sunuz. Evet evet ben üşüyorum, diye cevap verdi. Ukalaca sen üşümüyormusun diye sordu. Yoo ben üşümüyorum diye cevap verdim.
Kız üzerime baktı yok canım sende üşüyorsun, nasıl üşümesin, ben bu kadar kalın giysiler içinde üşürken sen nasıl üşümesiniz. İnce giymişsin, benmi ince giymişim bu benim en kalın kıyafetim dedim .
Yokluk ve Yoksul içinde olduğumu söylemedim, beni beğenmez diye söyleyememişimdir.
Bilmiyorum ama o anda ona çok istediğimi söyleyemedim söyleseydim sarılırmıydı bana acaba, o sıcak kabanın arasına benide alırmıydı, kolların arasına sarar mıydı beni bilmiyorum.
Söylesemiydim evet keşke söyleseydim diyorum yok canım şehirde kız sırtındaki kürkü ayağında çizmesi senın gibi bir köylü fakiri ne yapsın diye kendime de gurur ediyordum.
Belkide severdi, belkide sevdi üşümesi bahaneydi. Bilmiyorum ama ben fakirliğime yenik düştüğüm için ne üşüdüğümü söyleyebildim, ne sevdiğimi söyleyebildim. Ben o güzel kıza hiçbir şey söyleyemedim. Çünkü onu sevmiştim.
Benim için değerliydi önemliydi ve kalbimin değeriydi. İnsan değer verdiğini üzülecek şeyi bile bile söylemiyor,
Bunun için söyleyeceklerimi boğazımda yutkundum söyleyemedim.