içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Yörük Türkmen Mirasını Geleceğe Taşıman-2

YÖRÜK TÜRKMEN MİRASINI GELECEĞE TAŞIMAK -2

Yörük Türkmen kültür mirasını geleceğe taşımak yönünde yapılması gerekenler kapsamında önceki yazımızda başladığımız önerilere kaldığımız yerden devam edelim.

Tarım ve ormancılığı birlikte alan farklı yaklaşımlar ve uygulamalar bulunmaktadır. Bu kapsamda Tarımsal ormancılık konusu dünyada gelişmiş pek çok ülkede birkaç yüzyıldan beri uygulanagelmektedir. Bir örnek uygulama olarak Çin’de Pavlovniya ağaç türü ile birlikte hububat tarımın birlikte yapılması, Karadeniz bölgemizde eğimli arazilerde tarımı yapılan çay bahçelerine kenar bitkisi olarak ıhlamur ve kızılağaç gibi türlerin dikilmesi   gibi uygulamalar yaygınlaştırılmalıdır.

Ormanla dost bitkisel üretim, meyveli ağaç yetiştirme ve hayvan yemi üretimi gibi  tarımsal üretim ve ormanı birleştiren tarım bitkileri üretim sistemi (Agrisilvicultural system), evcil hayvanlarla ormancılığı birlikte ele alan silvopastoral sistem (Silvopastoral system) ve bitkisel-hayvansal üretimi orman plantasyonuyla birlikte ele alan (Agro-sylvo pastoral systems)  pek çok uygulama alanı bulunmaktadır. Özellikle burada Toroslarda yangın riskini düşürmek üzere silvopastoral yani kızılçam ve meşe gibi türlerin de yer aldığı ibreli ve yapraklı orman alanlarda hayvan otlatılması konusu Yörük kültüründeki keçi yetiştiriciliğinin yaygınlığıyla ilişkilendirilerek yem bitkileri yetiştiriciliğinin geliştirilmesi mümkündür ve bu yöntem üzerinde durulması uygun olacaktır.

Yanan orman alanlarındaki özgünlüğünü devam ettiren dışarıdan ikinci konut sahipliliğinin yoğun olmadığı (hatta hiç olmadığı) özgün Yörük köylerinin çevresindeki orman alanlarının her bir Yörük Türkmen ailesine yeter gelir sağlayacak büyüklükte olmak üzere meyveli ağaçlandırma için tahsis edilmesi uygun ve doğru olacaktır. Böylece yaşadıkları ortamda hem tarımsal üretim faaliyeti çeşitlenerek gelir kaynakları artmış olacak ve hem de kırsal alanda Yörük kültürünün yaşatılması sağlanacaktır.

 Sürdürülebilir bir Yörük Yaşamını ve Kültürünü garanti edecek tüm önlemler ilgili tüm paydaşların işbirliği ve yönetiminde ele alınmalıdır.

Yukarıda sıralanan önlemler ve önerilerin uygulanmasına engel teşkil eden mevzuatın (Orman Kanunu’da dahil olmak üzere) gözden geçirilmesi ve zorunluysa değiştirilmesi yönünde TBMM’ne görev düşmektedir.

Sonuç olarak Türkiye ve Toroslarda yaşanan orman yangınları bir krizdi ve bu krizden bir fırsat doğmasına yol açmaksa elimizde bulunuyor. Söz konusu fırsat esasen Toroslarda Yörük yaşamının ve kültürel mirasının devam etmesini ve gelecek kuşaklara yaşayarak aktarılmasını sağlayacak ekosistemi kurmaktır. Bu gerçekleştirildiğinde inanıyorum ki; Toroslarda hep olduğu gibi kadim Yörük Türkmen kültürünü yaşayan ve yaşatan, gelecek kuşaklara zengin insani ve kültürel  mirasını aktaran mutlu ve müreffeh köylerimiz var olmaya devam edecektir.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum