içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Zamanı yanlış doğru adama karşı, Zamanı doğru yanlış adam

Ak Parti bu seçimlerde kullandığı slogan “Doğru adam doğru zaman” oldu.

Birinci tur sonunda, doğru adam yanlış zaman, çünkü 15 gün daha bekleyeceğiz, diyerek espri yapmıştım. Bu bir espri olsa da farklı bir yönden baktığınızda gerçek payı da var.

Hakikaten zaman, Erdoğan ve Ak parti için dezavantajdı ve yanlıştı. Korona salgını, dünyayı etkileyen ekonomik kriz, Rusya’nın Ukrayna’ya girmesi, tahıl krizi, depremler, 22 yıllık iktidarda olma yıpranması ve erozyonu, çoğu apolitik ilk kez oy kullanacak gençler…

Karşısında kimi FETÖ, kimi PKK, kimi hain, kimi DEAŞ …

Mehmet Akif Ersoy’un Çanakkale şiirinde dediği gibi kimi yamyam, kimi Hindu kimi bilmem ne bela

Tüm bunların dışında ayrıca 6’lı masa birleşenleri, ABD, Avrupa, İsrail…

İşte böyle yanlış bir zamanda karşısındaki onca yanlışa rağmen kazanan doğru adam oldu.

Karşısında zamanı doğru olan ve aslında zaman açısından avantajlı biri vardı. Üstelik Ak Parti içinde küskün ve dargınlar, daha önce oyunu Ak Parti’ye vermiş karasız seçmenler de vardı. Ancak zamanlaması doğru olan bu kişi maalesef yanlış bir adamdı. Tam 20 yıldır reis karşısında hiç seçim kazanamamış biri olarak bu yanlış adam zorla aday oldu. Çünkü o, zamana güvenip bu sefer kazanabileceğini zannetti. ABD’ye güvendi, Selo’ya ve FETÖ’ye güvendi, HDP’ye güvendi. Masadaki kendinden başka 5 partiye güvendi. O kadar güvendi ki seccadeye basarak meydan okudu.

Bu sefer kazanacaklarına gerçekten çok inandılar, şok oldular

Sadece Kılıçdaroğlu değil, millet ittifakındaki herkes kazanacağına inandı. Bu sefer gerçekten inandılar. Öyle ki; seçimin ertesi günü tüm valileri ve bürokratları değiştireceklerini ve dahası cüretkâr bir şekilde Reisi ve yanındakileri yargılayacaklarını dahi söyleme gafında bulundular. İntikam duyguları maksimum seviyedeydi. Belki de zamanlama onlar için doğru olabilirdi ama en yanlış adamı çıkardılar.

Bu seçimin kısa özeti bu şekildedir. Ancak burada belirtilmesi gereken çok önemli iki konu daha var.

Kaybederek kazanmak

İlk konu şudur. Kazanmaya sevinmenin yanında özeleştiri yapmayı da ihmal etmeyecek kadar dobracıyım. Ak Parti kaybederek kazandı. Bunu kabul etmek gerek. Diğer tüm seçim sonuçlarına göre en kötü ikinci sonucu aldı. Aslında bu kayıp olmasaydı iş birinci turda biterdi. Bir önceki seçime göre %7’lik bir kayıp söz konusu. Yaklaşan yerel seçimler öncesi bunun mutlaka analiz edilmesi gerekir. Bu seçimleri Tayyip Erdoğan yine kazanmıştır. Ama çevresinde ona patinaj yaptıranlar var. İkinci turda inşallah Cumhurbaşkanı seçildikten sonra reisin bürokrasi, teşkilatlar ve bazı bakanlıklarda değişiklikler yapacağını düşünenler çok. Bu sefer Liyakat, samimiyet ve istişare daha fazla gündeme gelecektir.

Süleyman Soylu

 Bu seçimlerde konuşulacak ikinci önemli konu ise Süleyman Soylu ’dur. Çok başarılı bir bakan olmasına ve önemli hizmetler vermesine, milletvekilliği sıralamasında birinci sırada olmasına rağmen, Ak Parti’nin tüm vekil adaylarından daha fazla ve daha etkili çalıştı, bizzat şahidiz. Bana göre Tayyip beyden sonra bu partiye en fazla katkı veren isim, Soylu’ dur. Birileri çok rahatsız olsa da ve onu sevmese de inadına çok çalıştı ve mücadele verdi. O gerçekten çok iyi bir hatip, çok iyi bir halk adamı, çok zeki bir siyasetçi. Kesinlikle klasik konuşmuyor. Farklı bir lider. Doğru ve ilginç konuşmalar yaptı. ABD’ye, PKK’ya ve yanlış olana karşı direk ve çekinmeden mesaj verebiliyor. O kesinlikle sıradan biri değil. Bundan sonra milletvekili mi yoksa bakan olarak mı devam eder bilemiyorum, ama ne olursa olsun güzel hizmetler vermeye devam edecektir inşallah.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum