içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Kaldığımız Yerden Devam (2)

Daha önce, “Nerede kalmıştık” başlığıyla yayınlanan yazımda ülkemizin kanayan yarası olduğu halde, ilgililerin görmek istemediği, kamu kurumu niteliğindeki esnaf teşkilatları ve esnaf kefalet kredi kooperatifleri ile benzeri birçok kuruluşlarda idareciliği iş edinmiş bazı yöneticilerin çevirdikleri dolaplara değinmiştim.

İşçiye verilecek asgari ücret, memura verilecek maaş ve emekliye yapılacak zammın gündem oluşturduğu ve siyasilerin üçü-beşi tartıştığı günümüzde, bu kurumlar üzerinden idarecilerin sürdürdüğü saltanatlar için harcadıkları milyarlarca lira ve hak etmedikleri halde aldıkları en düşük 15 bin olmak üzere 100 bin liraya varan maaşlarını görmezden gelmelerini de  eleştirmiştim.

Ben sadece köşe yazan ve TV’lerde konuşan bir kişi olmadığımı aynı zamanda  yanında 300’ ün üzerinde kişiye istihdam sağlayan bir sanayici olduğumu, siyaset ve eleştirdiğim bu kurumlarda başkanlık yaptıgımı ne haltlar döndüğüne şahit olduguma  katıldığım bir TV programında değinerek asgari ücretin 10-15 bin lira olmasını emekli ve memurun maaşının geçinilecek bir seviyeye getirilmesini savunmuştum. Bunları ifade edince programı sunan moderatör arkadaş sen gazetecilik yanında yüzlerce işçi çalıştıran bir kişisin bu konuda samimi değilsin dedi,  evet dedi ama ben  samimiydim.

 Bu devlet 25 milyon dar gelirli emekli,işçi ve memuruna müreffeh bir yaşam sürecek paraları verebilir,  beni sanayici yapan 300 işçime ben de seve seve bu parayı veririm, bu konu bazı çevrelerce bir hayli tartışıldı eleştirildi…Elini tutan mı var ver,  ayrıca devlet nereden bulacak bu kaynağı diyenler de oldu, evet kaynak bol yeterde artarda.  Kamu kurumlarını soyanlar hesap sorulsa ve  bu kurumların paralarına sahip çıkılsa tek başına  bu bile yeter.

Önce bu ülkede her tür yolsuzluğa ahlaksızlığa zemin hazırlayan  ‘sistem’ değişmeli, bu sistemden beslenenler değişmesini istemese de, tepeden tırnağa bir revizyona ihtiyaç var, siyasi parti ve seçim yasaları başta olmak üzere, vergi usul kanunu,ihale yasası, sözde sivil toplum örgütleri olan kamu niteliğindeki esnaf oda, birlik, federasyon ve Konfederasyon yanında ticaret ve sanayi odaları, kredi kefalet ile yapı kooperatifleri, sendika benzeri bütün kurumlar yeniden yapılanmalı idareciliği iş edinmişlerin  çiftliği olmaktan kurtarılmalı; Ayrıca bu kurumların üye, aidat, evrak işlem  gelirlerinden toplanan paralar idarecilerin tasarrufundan alınmalı.

Namuslu Tüccar ve Sanayiciyi magdur eden maliyet artırıcı ortam ve maliyet artırıcı unsur olan kayıt dışı faaliyetlerin önlenmesi. Hukuk devletinin hukuksuzluğa izin vermemesi gerekir. Namuslu tüccar, Sanayici işcisine asgari ücretin çok üstünde paralar ödüyor. Yukarıda devlet 25 milyon dar gelirli emekli, işçi ve memuruna müreffeh bir yaşam sürecek paraları verebilir demiştim ya, gelelim bunun kaynağına; bu ülkede eğitim, sağlık, savunma yanında topyekûn maaş giderlerini karşılayan kayıtlı vergi mükellefi kadar Kayıt dışı para kazanan asalaklar var.

1- Emekliye verilecek farkı ikiye katlar! Kayıt dışı faaliyet gösteren % 48 asalaklardan alınacak vergiler;

2- İcracı bir bakanlığın bütcesine eşdeğer dört idarecinin saltanatına harcanan esnaf odalarının zorunlu aidat ve evrak işlem paraları; “Adam gibileri tenzih ediyorum” Bu paraları 3-5 asgari ücret karşılığı maaş alan 32 bin idareciliği iş edinmiş maaşlı idareci ordusu har vurup harman savuruyor…

3- Yine bir bakanlığın bütçesine eş değer olan Esnafa kefalet kredi kooperatiflerine hazinden aktarılan paralar üzerinden alınan risk ve kooperatif fonları için kesilen paralar. Bu kurumlarda da 15 ile 100 bin lira maaş alan 15 binin üzerinde maaşlı idareciliği iş edinmiş işsizler ordusu var, bu kurum sadece idareci kadronun zevki sefası için kullanılıyor, bu kurumun en üst kurulu  tam 25milyon dolara otel alıyor!

4- Sanayi ve Ticaret odaları, Odalar birliği, İhracatçılar birliği benzeri Sendikalar, mendikalar!  Esnafı, tüccarı, memuru, işçiyi  katılım payı, üye evrak işlem ve zorunlu aidat adı altına alınan paralar…

Bu ve benzeri kurumların hiç ettiği paralar bırakın dar gelirli 25-30 milyonu 40 milyon insanın yaşam standardını yükseltir  asgari ücret … 8,5 TL değil 15-20 bin lira ödenir memur ve emekliye de yeter.

Vatandaş ve işçinin  geliri artarsa üretim artar ülkede iç dinamikler hareketlenir , çarşı pazarda hareket olur insanlar ayda-yılda  bir defa et, süt  değil haftada bir et, yılda bir çorap – bir ayakkabı değil 2-3 çift çorap, ayakkabı alır,  tatil yapar adam gibi yaşar….

Devlet iyi niyetle esnaf kullansın diye kaynak aktarıyor, bu kurumlara üyelerine destek olsun diye; dört idareci saltanat sürüyor, Kredi kefalet ooparatifler Finansman durumuna göre asgari ücretin 3-5 katı karşılığı maaş alıyor, Odalar birlik, Federasyonlar başka türlü soyuyor sadece üstdüzey idareciler doyuyor saltanat sürüyor.

Devamı yazımda, işçinin alacağı 8,500 TL maaş gündem olurken, idareciliği iş edinmiş işsizler ordusunun son düzenlemeler neticesi alacakları maaşlara değineceğim, bir örnekle yazımı bitiriyorum: Esnaf teşkilatlarının üst kuruluşu olan TESK’ in namıdiğer başkanı Bendevi Palandöken…Hani TV’ lerde  esnaf mağdur diye rol yapan bu adam, bu vatandaş 16 yaşından büyük işçiler için uygulanan brüt asgari ücretin tam 10 katı tutarında aylık ücret alacak, kurum üzerinden sürdürdükleri saltanat hariç.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum