içerik yükleniyor...Yüklenme süresi bağlantı hızınıza bağlıdır!

Çağımızın Vebası Uyuşturucu ve STK!' ların önemi

Geleceğimiz elden gitmeden, öğündüğümüz genç nüfusa, geleceğimize potansiyelimize sahip çıkalım.   

Çocuklarımız, gençlerimiz, işgücü stoğumuz, ülkemiz ve  geleceğimiz çok büyük tehlike altında acaba farkındamıyız, ne yapıyoruz ne yapmalıyız.

Önümüzdeki yıllarda uyuşturucu kullanımının daha da artacağını toplum olarak Ülke olarak topyekün,  gençlerimizi geleceğimizi negatif etkilemesine engel olmamız gerektiğini düşünüyorum. Ne demiş atalarımız komşuda uyuz merhem hazırla.

Uyuşturucu etkisinde olup da evini, arabasını, işyerini yakan; kendine zarar vermekle kalmayıp mahalleyi yakıp yüzlerce kişiye zararı dokunmasın diye acilen harekete geçmemiz gerekiyor her geçen gün aleyhimize işlemekte.

Ormanlarımızı yakanlar ormanda yaşayan sayısız canlıyı da yok ettiğinin ne kadar farkında...

İzmir Konfederasyon (İzkon) Başkanı Ferhan Ademhan'ı canı gönülden tebrik ediyorum Bugün İzmir AKM de yeni bir meşale yaktı, Muhtarlar Belediye Başkanları,Milletvekilleri, STK başkanları ile bu toplumsal sorunumuza çözüm üretmek, dikkat çekmek adına stk'ların toplumda neleri başarabileceğine sayısız örnekten bir tanesini sergiledi.

İzmir de 4-5 yıl önce tinerci gençlere Alsancakta,Çankayada, Konakta, görmemiz mümkündü şu an pek göremiyoruz, bir stk mız Alsancak ta kendi binasını vakfetti bu çocukları barındırdı, eğitti topluma kazandırdı.

Başkanı olduğum Hatuniye derneğimiz Basmane Dönertaş'ta hayırseverlerin yardımlarıyle her gün evsizlere, ihtiyaç sahiplerine din, dil, ırk farkı gözetmeksizin, yüzlerce kişiye yemek vermekteyiz, tesbit ettiğimiz yetimlere, çocuklu ailelere S.yardım, giysi, erzak, burslar vererek zorluklara destek olmaya çalışmaktayız. Bir atasözünü hatırladım aç köpek dokuz fırın deler diye boş yere söylenmemiş.

Sayıları 125 bini bulan sivil toplum kurumlarımızın  mücadelede görev üstlenmemeleri ciddi bir sorun. STK’lar bu anlamda sahada aktif sorumluluklar almalıdır.

Uyuşturucu ile mücadelede kamu personelinin planlı, kararlı ve sistemli kullanılması yoluyla büyük bir mesafe kat edilebilir. Bu çerçevede görev alabilecek 50 bin 192 muhtar, 1 milyon 77 bin öğretmen, 130 bin din görevlisi ve 300 binden fazla emniyet personeli bulunmaktadır.

Özellikle kamu, sivil toplum, üniversite, medya, sanat ve spor camiası bu süreçte birlikte hareket ederek madde ve teknoloji bağımlılığı sorunuyla mücadeleyi sürdürmelidir.

STK’larımızın yılda en az bir kez, kamu kurumlarımız sürekli Türkiye’nin 81 ilinde riskli ilçe ve mahallelerde 14-19 yaş guruplarına yönelik uzun vadeli sürdürülebilir kültür, sanat ve spor projeleri gerçekleştirmesi gerekir.

Madde bağımlılığı artıyor

Türkiye nüfusunun %15,8’i 15-25 yaş grubunda. 12 milyon 971 bin 396 çocuğumuz madde bağımlılığı riskine karşı savunmasız durumda. Türkiye’de yaklaşık 10 milyon insan madde ve davranış bağımlısıdır. 125 bin STK bu konuda duyarsız kalıyor.

Cinayetlerin %60’ı, saldırıların %40’ı, tecavüzlerin %33’ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Türkiye genelinde madde bağımlılığı, sanal kumar ve teknoloji bağımlılıklarının ciddi boyutlarda olduğunu görüyoruz. Uyuşturucu ile mücadelede Emniyet, Jandarma ve Gümrük Muhafaza kurumlarımızın özverili başarılı çalışmaları var. Arz ile mücadelede güvenlik ve emniyet birimlerimizin yalnız bırakılmaması gerekir.

Kamu, sivil toplum, üniversite, medya, sanat ve spor camiasının bütüncül bir mücadele desteği sağlanmadıkça bu madde ve teknoloji bağımlılığı sorunu önümüzdeki 5 yıl içerisinde üzücü sosyolojik dip dalgalarla boğuşmamızı daha da zorlaştıracaktır.

Uyuşturucu çeşitlendi: Geçiş güzergâhı üzerindeyiz!

Türkiye, son 20 yılda sürekli çeşitlenen birçok uyuşturucu ve uyarıcı maddenin imal edildiği ve ayrıca geçiş köprüsü bir ülke konumdadır.

Doğudan batıya, batıdan doğuya Suriye, Irak, İran, Avrupa kara ve deniz yolu ile madde sevkiyatının transit köprüsü konumundayız. 

2019 yılında 19 ton ile dünyada en fazla eroin ele geçirilen ikinci ülke olduk. İran 25 tonla ilk sırada yer aldı.

32 ülkeyi etkileyen uyuşturucu trafiğinden elde edilen gelir 10 milyar dolar büyüklüğünde.

13 milyon genç risk altında

Genç ve işsiz durumdaki 14-24 yaş gurubundaki 13 milyon gencimiz için çok riskli bir durum söz konusudur.

“İddiaa” türü şans oyunları ve sanal kumar bağımlılığı 3 milyon kişiyi esir almış durumdadır; her kumar ve teknoloji bağımlısının potansiyel bir madde bağımlısı adayı olduğunu unutmayalım.

Gençlerin %31,3’ü sık sık sigara içtiğini, %4,9’u sık sık alkol aldığını, %4,1’i bir kez uyuşturucu kullandığını, %1,2’si ara sıra uyuşturucu kullandığını, %1,1’i ise sık sık uyuşturucu kullandığını ifade ediyor. Sonuç olarak Türkiye’de gençlerin %50’si bağımlılık riski altındadır.

Ülkemizdeki uyuşturucu bağımlı sayısının 1 milyon 700 bin olduğu tahmin edilmektedir.

Uyuşturucu ile mücadelenin dönemsel bir şekilde yürütülmesinin kesinlikle başarılı olacağı mümkün görülmüyor. 

83 milyon Türkiye, nüfusunun %72’si 35 yaş altında olması ve halkımızın %92’sinin kent ve ilçelerde yaşıyor olmaları dezavantajlı bir durumdur. Şehirlerin uyuşturucu madde ve suç kavramını örtülü bir şekilde içinde barındırdığını unutmayalım.

Türkiye’de 5 bağımlılık illeti olan tütün, alkol, kumar, teknoloji ve uyuşturucu sorununu tek çatı altında irdelemek ve mücadele etmek zorundayız.

Pandemi mücadeleyi olumsuz etkiledi

Koronavirüs pandemi süreci tüm dünya ve Türkiye’de ekonomik ve sosyal yaşamı olumsuz etkiledi. Teknoloji, alkol ve ilaç bağımlılığında gözle görülür bir artış olduğu vurgulanmaktadır.

Pandemi sonrası işsizlik ve sosyal sorunların etkisiyle madde ve teknoloji bağımlılığının seyrini ve etkilerini iyi okumamız gerekiyor. Bu süreç aynı zamanda tedavi süreçlerini ve mücadele süreçlerini olumsuz etkilemiştir.

15 il güvenlik problemi yaşayabilir

Arz-talep önleyici ve koruyucu politikalarımızı sağlıklı yürütemez isek “Bağımlılıklarla Mücadele” sorunumuz 15 kentimizin en büyük güvenlik sorunu haline gelebilir.

Özellikle, İstanbul, Ankara, İzmir, Bursa, Antalya, Denizli, Gaziantep, Adana, Edirne, Konya, Kayseri, Samsun, Van, Diyarbakır,Mardin ve Şanlıurfa gibi büyük kentlerimiz bu durumdan olumsuz etkilenebilecek yerlerdir.

Türkiye’de genel durum

Cinayetlerin %60’ı, saldırıların %40’ı, tecavüzlerin %33’ü alkol ve madde kullanımı olan kişiler tarafından gerçekleştirilmektedir.

Ülkemizde sigara, alkol ve uyuşturucu maddeleriyle tanışma ve madde kullanım yaşı giderek düşüyor. 12-17 yaş arası gençler büyük risk altında.

Türkiye’de uyuşturucuya başlama yaş ortalaması 20.8’dir. Uyuşturucu öncesi tütün kullanım oranı % 81, alkol kullanım oranı ise %38’dir. 82’si madde kullanmaya esrar ile başlamıştır. %74.4’ü maddeyi ilk kez arkadaş veya yakın çevresinden temin ediyor. %36’sı maddeye merak etkisiyle başlıyor. %55.3’ü bağımlı olduğunu ifade ediyor. %55.6’sı uyuşturucu madde kullandığı için sosyal güçlük çekiyor. 2019 yılı verilerine göre, hayatının herhangi bir döneminde madde kullananların %94.2’si erkek % 5.8’i kadın. %64’ü ortaokul ve ilkokul düzeyinde eğitime sahip. %89.6’sının annesi ev hanımı. Bağımlı gençlerin, annelerinde ortaokul ve ilk okul eğitim düzeyi %94.8, babalarında ise ortaokul ve ilkokul eğitim düzeyi % 88.8’dir. %45.9’u maddeyi kendi evinde kullanmaktadır. %85.5’i aile fertleriyle birlikte yaşamaktadır. %71.2’i 15-24 yaş arasında uyuşturucu kullanmaya başlamıştır.

Ulusal Sağlık Araştırmaları verisine göre, 7 milyonun üzerinde (nüfusun %12’si) kişinin alkollü içecek kullandığı görülmektedir. 2018 yılı verilerine göre sigara içme oranları erkeklerde %52,9, kadınlarda ise % 34,1’dir. İsveçli sanal kumar şirketlerinin gelirlerinin 1/4’ünü Türkiye’den elde ettiği biliniyor. Aynı şekilde, Dünyadaki 5 milyar dolarlık kumar gelirinin %2,5’i de Türkiye’den elde ediliyor.

Ülkemizde uyuşturucunun %80’i sokak satıcılarından ve internetten temin edilmektedir. Başta İstanbul, Bursa, İzmir, Ankara ve Antalya olmak üzere 81 ilin tamamında uyuşturucu madde kullanımı tespit edilmiş durumdadır.

Gelir durumuna göre uyuşturucu tercih ediliyor

Bonzai, esrar, snus ve skunk gibi sentetik içerikli uyuşturucular kültür ve eğitim düzeylerinin alt seviyede olduğu maddi açıdan gelir düzeyi düşük bölgelerde sıklıkla kullanılmaktadır. Gelir ve kültür düzeyi yüksek bölgelerde eroin, metamfetamin, kokain, ekstazi, gülme gazı gibi uyarıcı olduğu düşünülen uyuşturucu maddeler kullanılmaktadır.

15-24 Yaş Döneminde Uyuşturucuya Başlayanların Oranı Artıyor

Uyuşturucu maddeye kullanmaya başlama yaşı bakımından 15-24 yaş döneminin en riskli grup olduğu vurgulanıyor.  Polis tarafından adli işlem yapılan anket katılımcıların arasında bu yaş grubunda uyuşturucuya başlayanların oranı, 2020 yılında %73,6 iken 2021 yılında ise %73,7’ye çıktı. 2021 yılında uyuşturucuya başlama yaşı ortalama 21,22 olarak ölçüldü. 

Narkolog Raporu’nda “Hayatının herhangi döneminde madde kullandığını beyan eden’’ 27 bin 779 kişinin % 36,1’inin metamfetamin kullanıcısı olduğu ortaya çıkarken metamfetamin kullanıcılarında ‘düzenli bir işim var’ diyenlerin oranı, diğer kullanıcılara göre oldukça düşük. İş durumuna göre meslek dağılımı incelendiğinde %13,2 ile bu maddeyi en çok kullananların işçiler olduğu göze çarpıyor.

Türkiye'de Uyuşturucu Sorunu /Bilim Ve Aydınlanma Akademisi

Emniyet Genel Müdürlüğü Narkotik Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı'nın 2022 Narkolog Raporu yayınladı. Rapor 2021 yılında 27 bin 779 "bağımlı", "kullanıcı" ve "gözaltına alınan şüpheli" analizini içeriyor. 81 ilde uyuşturucu suçlarından gözaltına alınan şüphelilerin gönüllülük esasına dayalı yürütülen çalışma; uyuşturucuyla sosyo-ekonomik ortam ile eğitim, erişim ve uyuşturucuya başlama yaşı gibi pek çok soru hakkında bilgi veriyor. Rapor Türkiye'de uyuşturucu kullanımı ve yarattığı sorunlar hakkında detaylı bilgi veriyor.Uyuşturucu madde kullanımını engellemek adına 2021 yılında yapılan operasyonlarda Türkiye genelinde 264 bin 202 kişi gözaltına alındı. Sonuç odaklı uygulamaların yanı sıra sorunun nedenini anlamak üzere Emniyet tarafından düzenli rapor hazırlanıyor. Bu sene için yayınlanan raporda en dikkat çeken bilgi, ankete katılan kadın ve erkeklerin madde kullanımına dair verilen oransal uçurum. Çalışmanın cinsiyet dağılımına bakıldığında erkeklerin yüzde 95,1 kadınların ise yüzde 4,9 hayatında en az bir kere uyuşturucu kullandı

EĞİTİM SEVİYESİ DÜŞTÜKCE MADDE KULLANIMI ARTIYOR

Madde kullanımında eğitim durumuna bakılınca 2020 yılında yüzde 25,5 olan lise ve üzeri öğrenim düzeyi, 2021 yılında yüzde 26,6'ya yükseldi. Ancak, TÜİK verilerinden hareketle, lise altı öğrenim düzeyinin yüzde 61,6 olduğu hatırlatılarak bu oranın raporda yüzde 73,4 olduğuna dikkat çekiliyor. Narkolog'da, Türkiye genelinde lise altı öğrenim düzeyine sahip kişi yüzdesinden çok daha fazla oranın olduğu ortaya çıkıyor. Raporda paylaşılan tabloya göre eğitim seviyesi düştükçe uyuşturucu kullanımı artıyor. Ayrıca kullanıcıların yüzde 86,7'si ailesinin yanında yaşadığını kaydediyor.

İLK UYUŞTURUCU DENEYİMİ ESRAR

Aile içi şiddet durumu bilinen ya da yaygın olarak tahmin edilenin aksine uyuşturucuya başlamada güçlü bir etken olarak ortaya çıkmıyor. Rapora katılanların yüzde 27,6'i "Aile içi şiddet var mı?" sorusuna "hiç" cevabını verdi. Şiddetin "nadiren" olduğunu söyleyen yüzde 31,2, "ara sıra" olduğunu söyleyenler ise yüzde 28,1'lik kısmı oluşturdu. Şiddetin sürekli olduğunu ifade edenler yüzde 1,3 olarak kayda geçti. Rapora göre ilk denenen uyuşturucu madde yüzde 73,7 ile esrar oldu.

ERKEKLERİN YÜZDE 95.1'İ EN AZ 1 KEZ UYUŞTURUCU KULLANDI

UYUŞTURUCU TEMİNİ BÜYÜK ORANDA ARKADAŞ ÇEVRESİNDEN

İlk defa uyuşturucu kullanacak kişilerin temin için başvurdukları ilk adresin arkadaş ortamı olduğu belirtiliyor. Ayrıca uyuşturucuyu genellikle kişilerin kendi evlerinde kullandığı belirtilen raporda, aile fertlerinin ya göz yumduğu ya farkında olmadığı ya da birlikte kullandığı düşünülüyor. Bu durum ise uyuşturucu kullananların büyük oranda aileleriyle beraber yaşamasına dayandırılıyor. Merak, uyuşturucu kullanımında ön plana çıkan en büyük etken. Ayrıcı kullanıcıların çoğunluğu bağımlı olmadığını düşünüyor.

  AMATEM durumu ve alternatif tedaviler

Uyuşturucu bağımlısının tedavi olduktan sonra aynı mahalleye, aynı sosyal çevreye dönmesi, hem kendisi hem çevresindekiler açısından büyük bir tehlike arz ediyor. Bunun yanı sıra bu gençlerin hiçbir meşguliyetinin ve işinin olmaması da oldukça büyük bir tehlike olarak görülmedikçe AMATEM’lerdeki maddi ve manevi çabalar boşa gitmiş olacaktır.

Aileler, çocuklarını artık AMATEM yerine, daha önce madde bağımlısı olan kişilerin açtığı ilaçsız özel tedavi kamplarına göndermeyi tercih ederken, AMATEM’ler ise bir anlamda “detoks merkezi” olarak görülüyor.

Bağımlılıkla mücadelede işbirliği şart. 

Uzmanlar arzla mücadelenin yetmediğini, taleple mücadeleye ağırlık verilmesini gerektiğini ifade ediyor. İnsanların madde kullanmasını mutlaka engellememiz lazım. Aksi durumda tedavi kanallarına ulaşmasını ve bağımlı kişi “tedavi olmak istiyorum” diyorsa vakit geçirmeden tedavi imkânını sağlamamız gerekiyor. Bağımlının tedavisi ömür boyudur. Bu mücadelede başarılı olmanın yolu sağlık, sosyal, hukuk, özel sektör, medya, üniversiteler, kamu ve sivil toplum ile sonuç odaklı sonuç odaklı bir işbirliğini sağlamaktan geçiyor.

Uyuşturucu, sigara, alkol, teknoloji ve kumar bağımlılıklarıyla mücadelede toplumsal bilincin oluşturulması ve farkındalığın arttırılması büyük önem taşımaktadır.

Küreselleşme ve teknoloji sayesinde küçük bir köy olan dünyamızda suç odakları daha organize ve çok uluslu bir nitelik göstermektedir. Bu nedenle uyuşturucu ile mücadele sadece ulusal bir sorun olmaktan çıkarak uluslararası bir boyut kazanmaktadır.

Özellikle kamu, sivil toplum, üniversite, medya, sanat ve spor camiası bu süreçte birlikte hareket ederek madde ve teknoloji bağımlılığı sorunuyla mücadeleyi sürdürmelidir.

Geleceğimiz elden gitmeden, öğündüğümüz genç nüfusa, geleceğimize potansiyelimize sahip çıkalım.

YAZARIN DİĞER YAZILARI
FACEBOOK YORUM
Yorum